ABD ve Batı "Yenilgiyi Kabul Eden Paşinyan'ı" Devirmek İstiyor

Dr. Mehmet Perinçek "Soros ve Batılı güçler eskiden Paşinyan’ın arkasındaydı, bugün Batılı güçlerin çıkarları Paşinyan muhalefetiyle örtüşüyor"

ABD ve Batı "Yenilgiyi Kabul Eden Paşinyan'ı" Devirmek İstiyor

Ermenistan silahlı kuvvetlerinin Başbakan Nikol Paşinyan'a istifa çağrısı ve Paşinyan’ın bunu darbe girişimi olarak nitelendirerek Genelkurmay Başkanını görevden almasıyla ülkede gerginlik yükselirken, gözler Erivan’a çevrildi. Uluslararası kamuoyundan art arda açıklamalar, tepkiler geldi.

PUTİN VE PAŞİNYAN GÖRÜŞTÜ
İlk açıklamayı yapan Moskova, "gelişmeleri endişeyle takip ettiklerini" bildirdi. Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Ermenistan Dışişleri Bakanı Ara Ayvazyan'la görüşmesinde gelişmeleri "Ermenistan'ın iç meseleleri" olarak değerlendirdiklerini, durumun barışçıl bir şekilde çözülmesini umduklarını aktardı.

İlerleyen saatlerde Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin de Paşinyan'la telefonda görüşerek "yasalar çerçevesinde durumun çözülmesi için Ermenistan'da sükunetin ve düzenin korunmasından yana olduğunu" belirtti.

EN SERT TEPKİ TÜRKİYE’DEN
Rusya'nın açıklamasının ardından Erivan'daki gelişmelere ilk tepki, Türkiye'den geldi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ermenistan'da yaşananlarla ilgili olarak "Darbenin her türlüsüne karşıyız, yönetim değişikliğini halk yapar" dedi.

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu da, "Biz dünyanın neresinde olursa olsun darbe ya da darbe girişimlerine kesinlikle karşıyız. Dolayısıyla Ermenistan'daki bu darbe girişimini de şiddetle kınıyoruz" vurgusunu yaptı.

Çavuşoğlu, demokrasilerde vatandaşların yönetimle ilgili eleştiri yapmasının, hatta istifa çağrısında bulunmasının doğal olduğunu belirterek "Askerlerin, seçimle iş başına gelmiş bir hükümete bırakın darbe yapmayı, istifa çağrısında bulunması bile kabul edilemez. O yüzden biz Ermenistan'daki bu çağrıyı bir kere daha şiddetle kınıyoruz" dedi.

‘BÖLGESEL İSTİKRARSIZLIĞI ARTIRIR’
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik ise "Her zaman olduğu gibi tüm darbe girişimlerine karşıyız" diyerek Türkiye'nin bölgede istikrarsızlaştırıcı olayların artmasını istemediğine, Ermenistan'daki darbe girişiminin bölgesel istikrarsızlığı kışkırtan sonuçlar doğuracağına işaret etti.

İRAN’DAN İTİDAL ÇAĞRISI
İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Said Hatibzade de Tahran'ın gelişmeleri yakından takip ettiğini duyurdu.

Hatibzade, tüm taraflara "itidal" ve "şiddetten uzak durmaları" çağrısında bulundu.

AB’DEN SÜKUTEN ÇAĞRISI
Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell'in ofisinden yapılan açıklamada, Ermenistan'daki bütün taraflara gerginliği tırmandıracak eylemlerden kaçınma ve sükunet çağrısında bulunuldu.

Siyasi farklılıkların barışçıl ve parlamenter demokrasi ilkelerine bağlı kalarak çözülmesi gerektiği kaydedilen açıklamada, ülkede demokrasinin ve anayasal düzenin korunmasının önemine işaret edildi.

NATO: DEMOKRASİYLE ÇÖZÜLMELİ
NATO Sözcüsü Oana Lungescu ise Ermenistan'daki gelişmeleri yakından izlediklerini belirterek "Siyasi farklılıklar barışçıl yollarla ve Ermenistan anayasasına uygun şekilde demokrasiyle çözülmelidir" mesajını verdi.

Lungescu, gerginliği daha da yükseltecek açıklamalar ve eylemlerden kaçınmanın önemine işaret etti.

ABD ‘DARBE’ DEMEDİ
ABD'den Ermenistan'daki gelişmelere ilişkin açıklama, Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ned Price'dan geldi.

Price, "Tüm taraflara, demokrasinin, orduların demokratik siyasete karışmamasına yönelik temel prensibini hatırlatıyoruz. ABD, Ermenistan'daki demokratik süreç ve kurumların gelişmesine destek olmuştur. Ermenistan demokrasisini ve egemenliğini desteklemeye devam ediyoruz ve liderlerine, hukukun üstünlüğüne, Ermeni demokrasisi ve kurumlarına saygı gösterecek şekilde farklılıklarını barışçıl bir şekilde çözmeleri çağrısında bulunuyoruz" ifadelerini kullandı.

ABD'nin gelişmeleri "darbe" olarak tanımlaması için bazı kriterler bulunduğuna işaret eden Price, "Şu anda bu durumda (Ermenistan) bu yönde bir tanımlama yok" diye konuştu.

ATEŞKES ÖNCECİ VE SONRASI
Ermenistan’da yaşanan gelişmeleri ve uluslararası kamuoyundan gelen açıklamaları Moskova Devlet Üniversitesi Konuk Öğretim Üyesi Dr. Mehmet Perinçek ile konuştuk.

Ermenistan’daki Paşinyan hükümetine bakışta belirleyici iki dönem olduğunu vurgulayan Mehmet Perinçek, bu süreci 10 Kasım ateşkesi öncesi ve sonrası olarak değerlendirdi: “10 Kasım öncesinde turuncu devrimle iktidara gelmiş bir Paşinyan hükümeti vardı. Aslında Aliyev’in de “Sorus’un çocukları” olarak tanımladığı üzere Paşinyan hükümetinin arkasında Atlantik cephesi bulunuyordu. Bu da doğal olarak Türkiye, Azerbaycan ve Rusya karşıtı politikaları beraberinde getiriyordu. Ve Paşinyan hükümeti bu 3 ülkenin de tam düşman kampında bulunuyordu. Zaten Azerbaycan’la silahlı bir savaş içerisine de girdiler. Fakat 10 Kasım’dan yani ateşkesin imzalanmasından sonra Paşinyan hükümeti savaşta yediği ağır tokatın da etkisiyle görece hizaya gelmiş oldu ve ateşkes anlaşmasının gereklerini ve Azerbaycan karşısındaki sorumluluklarını yerine getirmeye başladı. Bu nedenle, şu an Paşinyan hükümeti aslında Rusya’nın da kontrolü altında bulunuyor, diğer taraftan da Türkiye ve Azerbaycan’a karşı görece daha ılımlı bir politika izliyor.”

‘MUHALİFLER AZILI TÜRKİYE VE AZERBAYCAN DÜŞMANI’
Paşinyan muhaliflerinin ve Ordunun ise, Türkiye ve Azerbaycan’a çok daha düşman bir konumda olduğunu belirten Mehmet Perinçek, bu cephenin Paşinyan’ı Türkiye ve Azerbaycan’a teslim olmakla suçladığını kaydetti.

Son darbe girişimi sonrasında bu darbeyi destekleyen, sokağa çıkan kesimlerin Paşinyan ve taraftarlarını, “Türk faresi”, Türk p.çi” olarak nitelendirdiğini söyleyen Perinçek şöyle devam etti:

“Dolayısıyla olası bir iktidar değişikliğinde Ermenistan’da Türkiye ve Azerbaycan’a çok daha düşman bir kesim hükümete gelecektir. Bu da ateşkes sürecine zarar verebilir. Diğer taraftan Karabağ sorununda hala çözülmemiş noktalar var; Hankendi hala ayrılıkçıların elinde ve Azerbaycanlı göçmenlerin Karabağ’a geri dönüş süreci var. Dolayısıyla Azerbaycan’a ve Türkiye’ye düşman bir gücün Ermenistan’da iktidara gelmesi bütün bu sorunların çözümünde atılacak adımları da zora sokacaktır. Muhalefet ve darbeciler Paşinyan’ın hatalarından ders çıkarmak değil, o hataları tekrarlamak niyetindedir.”

‘PAŞİNYAN’IN İKTİDARDA KALMASI DAHA MAKUL’
Rusya’nın ateşkes sürecinin garantörü konumunda olduğunu belirten Mehmet Perinçek, “Dolayısıyla bu sürecin zarar görmesi Rusya’nın prestij kaybına, inisiyatif kaybetmesine ve Türkiye ve Azerbaycan ile ilişkilerinin zorlanmasına yol açar. Soros ve Batılı güçler eskiden Paşinyan’ın arkasındaydı, ama bugün Batılı güçlerin çıkarları Paşinyan muhalefeti ‘Şahinlerle’ örtüşüyor. O bakımdan Paşinyan’ın bir süre daha iktidarda kalması, Azerbaycan, Türkiye ve Rusya açısından daha makul” dedi.

‘NİYETLERİ RUSYA’YI ARKALARINA ALMAKTI’
Ordunun bu süreçte kurnazca hareket ettiğini belirten Mehmet Perinçek, Moskova ile İskender füzeleri gerginliğine işaret etti:

“Ordu, tam İskender füzeleri tartışmasının ertesi gününde böyle bir çıkış yaptı. Anlaşılıyor ki niyetleri, Paşinyan’a karşı İskender füzeleri olayından dolayı tepkisi doğan Kremlin’in desteğini arkasına almaktı. Fakat Ordu umduğunu bulamadı. Rusya darbeyi desteklemedi, bunun da ötesinde sükunet çağrısında bulundu ve meselenin anayasal düzlemde çözülmesi gerektiğini söyledi. Rusya’da bu açıklama Ermenistan Ordusuna ‘kışladan çıkma’ mesajı olarak yorumlandı. Diğer taraftan Karabağ savaşı başladığında Putin günlerce Paşinyan’ın telefonlarına çıkmamıştı, darbe girişiminin olduğu gün ise Paşinyan’la bir görüşme de gerçekleştirdi. Şu anlaşılıyor ki ordu istediği desteği bulamayınca sokağa da çıkmadı. Ne tanklar ne askerler sokağa çıkmadı. Sadece bir muhtıra ya da bildiriyle darbenin olmayacağını hepimiz biliyoruz.”

Lungescu, gerginliği daha da yükseltecek açıklamalar ve eylemlerden kaçınmanın önemine işaret etti.

ABD ‘DARBE’ DEMEDİ
ABD'den Ermenistan'daki gelişmelere ilişkin açıklama, Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ned Price'dan geldi.

Price, "Tüm taraflara, demokrasinin, orduların demokratik siyasete karışmamasına yönelik temel prensibini hatırlatıyoruz. ABD, Ermenistan'daki demokratik süreç ve kurumların gelişmesine destek olmuştur. Ermenistan demokrasisini ve egemenliğini desteklemeye devam ediyoruz ve liderlerine, hukukun üstünlüğüne, Ermeni demokrasisi ve kurumlarına saygı gösterecek şekilde farklılıklarını barışçıl bir şekilde çözmeleri çağrısında bulunuyoruz" ifadelerini kullandı.

ABD'nin gelişmeleri "darbe" olarak tanımlaması için bazı kriterler bulunduğuna işaret eden Price, "Şu anda bu durumda (Ermenistan) bu yönde bir tanımlama yok" diye konuştu.

ATEŞKES ÖNCECİ VE SONRASI
Ermenistan’da yaşanan gelişmeleri ve uluslararası kamuoyundan gelen açıklamaları Moskova Devlet Üniversitesi Konuk Öğretim Üyesi Dr. Mehmet Perinçek ile konuştuk.

Ermenistan’daki Paşinyan hükümetine bakışta belirleyici iki dönem olduğunu vurgulayan Mehmet Perinçek, bu süreci 10 Kasım ateşkesi öncesi ve sonrası olarak değerlendirdi: “10 Kasım öncesinde turuncu devrimle iktidara gelmiş bir Paşinyan hükümeti vardı. Aslında Aliyev’in de “Sorus’un çocukları” olarak tanımladığı üzere Paşinyan hükümetinin arkasında Atlantik cephesi bulunuyordu. Bu da doğal olarak Türkiye, Azerbaycan ve Rusya karşıtı politikaları beraberinde getiriyordu. Ve Paşinyan hükümeti bu 3 ülkenin de tam düşman kampında bulunuyordu. Zaten Azerbaycan’la silahlı bir savaş içerisine de girdiler. Fakat 10 Kasım’dan yani ateşkesin imzalanmasından sonra Paşinyan hükümeti savaşta yediği ağır tokatın da etkisiyle görece hizaya gelmiş oldu ve ateşkes anlaşmasının gereklerini ve Azerbaycan karşısındaki sorumluluklarını yerine getirmeye başladı. Bu nedenle, şu an Paşinyan hükümeti aslında Rusya’nın da kontrolü altında bulunuyor, diğer taraftan da Türkiye ve Azerbaycan’a karşı görece daha ılımlı bir politika izliyor.”

‘MUHALİFLER AZILI TÜRKİYE VE AZERBAYCAN DÜŞMANI’
Paşinyan muhaliflerinin ve Ordunun ise, Türkiye ve Azerbaycan’a çok daha düşman bir konumda olduğunu belirten Mehmet Perinçek, bu cephenin Paşinyan’ı Türkiye ve Azerbaycan’a teslim olmakla suçladığını kaydetti.

Son darbe girişimi sonrasında bu darbeyi destekleyen, sokağa çıkan kesimlerin Paşinyan ve taraftarlarını, “Türk faresi”, Türk p.çi” olarak nitelendirdiğini söyleyen Perinçek şöyle devam etti:

“Dolayısıyla olası bir iktidar değişikliğinde Ermenistan’da Türkiye ve Azerbaycan’a çok daha düşman bir kesim hükümete gelecektir. Bu da ateşkes sürecine zarar verebilir. Diğer taraftan Karabağ sorununda hala çözülmemiş noktalar var; Hankendi hala ayrılıkçıların elinde ve Azerbaycanlı göçmenlerin Karabağ’a geri dönüş süreci var. Dolayısıyla Azerbaycan’a ve Türkiye’ye düşman bir gücün Ermenistan’da iktidara gelmesi bütün bu sorunların çözümünde atılacak adımları da zora sokacaktır. Muhalefet ve darbeciler Paşinyan’ın hatalarından ders çıkarmak değil, o hataları tekrarlamak niyetindedir.”

‘PAŞİNYAN’IN İKTİDARDA KALMASI DAHA MAKUL’
Rusya’nın ateşkes sürecinin garantörü konumunda olduğunu belirten Mehmet Perinçek, “Dolayısıyla bu sürecin zarar görmesi Rusya’nın prestij kaybına, inisiyatif kaybetmesine ve Türkiye ve Azerbaycan ile ilişkilerinin zorlanmasına yol açar. Soros ve Batılı güçler eskiden Paşinyan’ın arkasındaydı, ama bugün Batılı güçlerin çıkarları Paşinyan muhalefeti ‘Şahinlerle’ örtüşüyor. O bakımdan Paşinyan’ın bir süre daha iktidarda kalması, Azerbaycan, Türkiye ve Rusya açısından daha makul” dedi.

‘NİYETLERİ RUSYA’YI ARKALARINA ALMAKTI’
Ordunun bu süreçte kurnazca hareket ettiğini belirten Mehmet Perinçek, Moskova ile İskender füzeleri gerginliğine işaret etti:

“Ordu, tam İskender füzeleri tartışmasının ertesi gününde böyle bir çıkış yaptı. Anlaşılıyor ki niyetleri, Paşinyan’a karşı İskender füzeleri olayından dolayı tepkisi doğan Kremlin’in desteğini arkasına almaktı. Fakat Ordu umduğunu bulamadı. Rusya darbeyi desteklemedi, bunun da ötesinde sükunet çağrısında bulundu ve meselenin anayasal düzlemde çözülmesi gerektiğini söyledi. Rusya’da bu açıklama Ermenistan Ordusuna ‘kışladan çıkma’ mesajı olarak yorumlandı. Diğer taraftan Karabağ savaşı başladığında Putin günlerce Paşinyan’ın telefonlarına çıkmamıştı, darbe girişiminin olduğu gün ise Paşinyan’la bir görüşme de gerçekleştirdi. Şu anlaşılıyor ki ordu istediği desteği bulamayınca sokağa da çıkmadı. Ne tanklar ne askerler sokağa çıkmadı. Sadece bir muhtıra ya da bildiriyle darbenin olmayacağını hepimiz biliyoruz.”

Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Ermenistan'daki siyasi krize rağmen 10 Kasım 2020'de Rusya, Azerbaycan ve Ermenistan arasında imzalanan bildirinin uygulanmasını umduğunu belirterek "Aksi halde Ermenistan daha da ağır duruma düşecektir" uyarısında bulundu.

Ermenistan'da devam eden olayları, ülkenin "iç meselesi" şeklinde değerlendiren Aliyev, "Bugün Ermenistan öyle bir ağır durumdaki ki oradaki süreçler devletin temelini sarsıyor. Bunun sorumlusu Ermenistan'ın önceki ve şimdiki yönetimidir. Koçaryan-Sarkisyan cuntası ülkeyi bu hale getirdi" dedi.

BİZİ DİNLESELERDİ BÖYLE REZİL OLMAZLARDI
Aliyev, Ermenistan'ın düştüğü durumun başlıca nedeninin, Azerbaycan topraklarını yıllarca işgal altında tutmaları olduğunu belirterek "Ermenistan'ı ekonomik olarak sarsmak, tecrit etmek bizim politikamızdı. Topraklarımızın işgaline son verin diyordum. Zamanında bizi dinleselerdi şimdi böyle rezil duruma düşmezlerdi" ifadelerini kullandı.

Dağlık Karabağ'daki savaş sonrasında Rusya, Azerbaycan ve Ermenistan arasında 10 Kasım 2020'de imzalanan bildiriye değinen Aliyev, "Ermenistan'ın 10 Kasım bildirisini uygulayacağını umuyorum. Aksi halde Ermenistan daha da ağır duruma düşecektir. Başka seçenek yok. Onlar yeni gerçeklikleri kabullenmeliler" diye konuştu.

KREMLİN'DEN ERMENİSTAN'A: ANLAŞMAYA UYULMALI

Kremlin Sarayı'ndan yapılan açıklamada, Ermenistan'ın Azerbaycan ile yaşanan savaşın ardından varılan Dağlık Karabağ anlaşmasına uyması gerektiği bildirildi.

Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, Dağlık Karabağ anlaşmalarının uygulanmasına yönelik herhangi bir tehdit görmediklerini belirterek, “Ermenistan'daki gelişmelere rağmen, Dağlık Karabağ anlaşmalarının uygulanmasına devam edilmesi önemlidir” dedi.

Azerbaycan ordusunun işgal altındaki topraklarını 44 günlük savaşla kurtarmasından sonra Rusya, Azerbaycan ve Ermenistan arasında 10 Kasım 2020'de Ermenistan'ın yenilgisini kabul ettiği üçlü bildiri imzalanmıştı.

Haber: Aydınlık Gazetesi

Tarih:
Diğer Haberler