Müttefiklik Maskesi Altında: NATO'dan Türkiye Üniversitelerine Hamle

NATO, ülkemize kurduğu askeri üslerle Türkiye’yi tehdit ederken aynı zamanda Türkiye’yi ideolojik hegemonyasını sağlamlaştırmaya çalışmıştır.

Müttefiklik Maskesi Altında: NATO'dan Türkiye Üniversitelerine Hamle
Erol Aslan
Erol Aslan
AKıL FiKiR KULüBü ÜYESi

Türkiye’nin NATO’daki Varlığı
Ülkemizin 1952 yılından beri üyesi olduğu NATO, bazı isimlere göre Türkiye’nin ihtiyaç duyduğu bir ittifak, bazı isimlere göre ise Türkiye’ye çıkar sağlamayan hatta tam aksine Türkiye’yi hedef alan bir askeri güç.
NATO-Türkiye ilişkisini daha rahat anlamak adına NATO’nun Türkiye’de yürüttüğü faaliyetlere kısa bir pencere açmak gerekir.
Türkiye, bugün NATO’da istenmeyen ülke ilan edilmiş ve esas olarak ittifakın dışında bırakılmıştır. Bazı NATO’cu isimler NATO ittifakının Türkiye’yi koruduğunu dillendirmesine karşın gerçek çok farklıdır. Türkiye; NATO’nun ileri karakolu olma görevini görmüş, NATO üyesi olan Batı devletlerini korumuştur. ABD, NATO ittifakı kapsamında Türkiye’ye kurmuş olduğu üsler üzerinden bölge ülkelerine kan götürmüş, “kara gücüm” olarak dillendirdiği PKK’ya binlerce tır silah sağlamış, Türkiye’de darbeler organize etmiş ve emperyalizme karşı mücadele eden aydınlarımızı şehit etmiştir. NATO; sınırımıza konuşlandırdığı silahlarla, terör örgütlerine verdiği destekle, Türkiye'yi hedef alan tatbikatlarla ülkemizi ve geleceğimizi var olduğu günden bu yana hedef almaktadır.

Günümüzde ise Kürecik Radar Üssü başta olmak üzere ülkemizde bulunan üslerinden Filistin’de soykırım yapan İsrail devletine istihbarat ve silah desteği sağlamaktadır. Ayrıca Yunanistan başta olmak üzere çevremize konumlanan askeri üsler üzerinden Türkiye’yi tehdit etmektedir. Bu tabloya baktığımız zaman açıkça görmekteyiz ki NATO, Türkiye’nin çıkarına olan hiçbir faaliyet içerisinde yer almamakta; tam aksine, Türkiye’nin bağrına hançer saplamaktadır. Ülkemizi askeri anlamda tehdit eden NATO, bütün bu faaliyetlerinin yanında ülkemizde bir ideolojik hegemonya kurmaya çalışmaktadır.
İdeolojik Hegemonya
Kurulduğu ilk yıllardan itibaren askeri hegemonya kadar ideolojik hegemonyanın da önemli olduğunu farkına varan NATO, bünyesindeki üye ülkelerde bu ideolojik faaliyetleri yürütmek için kuruluşundan 1 yıl sonra "NATO Bilgi Servisi" adı altında ideolojik çalışmalarını yürütmeye başlamıştır. Türkiye’de NATO’ya üye olduğu 1952 yılından itibaren askeri, ekonomik ve kültürel alanlar başta olmak üzere birçok alanda Batı’yla uyumlu bir çizgi izlemiştir.

NATO, ülkemize kurduğu askeri üslerle Türkiye’yi tehdit ederken aynı zamanda “kamu diplomasisi” adını verdiği “halkla ilişkiler” faaliyetleriyle ve bilim politikalarıyla yürüttüğü ideolojik çalışmalarıyla Türkiye’yi Batı’ya uyumlu bir çizgide tutmaya çalışmış ve ideolojik hegemonyasını sağlamlaştırmaya çalışmıştır. Mart 2023 yılında İstanbul Üniversitesi Uluslararası Proje Ofisinin sitesinde yapılan açıklamada 2 Ayrı Proje Teklifinin NATO Kamu Diplomasisi Biriminden Fonlanmaya Hak Kazandığı ilan ediliyor. Bu projeler;

1) Üniversitenin Siyasal Bilgiler Fakültesi öğretim üyesi Özgün Erler Bayır’ın yürüteceği ve projenin adının “NATO'nun Karşılaştığı Zorluklara Karşı Birlik: Simülasyon Destekli Öğrenme” olacağı belirtiliyor. Proje kapsamında “Türkiye’deki gençlerin NATO'yu ve karar alma süreçlerini daha iyi anlamaları, bu sayede Türkiye-NATO ilişkilerine ve diyaloğuna katkıda bulunulması” hedefleniyor. Bu projeyi yürüten Bayır, 2022 yılında ise “NATO’yu gençleştir” adında başka bir projenin de yöneticiliğini yapmış bir isim olarak öne çıkıyor.

2) Bir başka projede ise İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi öğretim üyesi Adviye Damla Ünlü Bektaş’ın yaptığı “NATO Barış ve Güvenlik: Gençlerle Etkileşim, Kadınları Destekleme, Barış ve Güvenlik Gündemi” başlıklı ikinci projede ise “NATO’nun temel değerleriyle birlikte Gençlik, Barış, Güvenlik ve Kadın, Barış ve Güvenlik gündemlerinin teşvik edilmesi yönündeki NATO hedef ve politikalarının incelenmesinin” amaçlandığı ve bu amaç doğrultusunda Türkiye’nin farklı bölgelerinden 34 öğrencinin katılımıyla projeler gerçekleştirileceği belirtiliyor. Bu projede aynı fakülteden Nurcan Özgür Baklacıoğlu adlı bir başka akademisyen daha yer alıyor ve bu kapsamda Eylül 2023’te Edirne’de üniversite öğrencilerinin katılımıyla bir “NATO Yaz Okulu” düzenlenmiş.
NATO, yürüttüğü bu projeler yoluyla sağladığı ideolojik hegemonya sayesinde Türkiye’deki varlığını garanti altına almayı hedeflerken, Türkiye’nin de geleceğini sabote etme faaliyetini yürütmektedir. Çünkü, yürütülen projeler çürüyen Batı sistemini Türk gençliğine dayatarak onu kendi kültüründen ve milletinden kopartmakta bu yolla da Türkiye’nin geleceğini hedef almaktadır.

Ucuz Askeri Güç
Türkiye, NATO’ya üye olduktan sonra ABD’nin esas yaklaşımı Türk askerini kendi operasyonel faaliyetlerinde kullanmayı hedeflemek olmuştur. Bunun temel nedeni kendi askerini savaş sahasında kullanmak yerine Türk askerini kullanarak operasyonel faaliyetlerini daha ucuza getirmeyi hedeflemektir. Bugün Türkiye’de gençleri hedef alan çalışmaların arkasında ideolojik hegemonyasını kurmanın yanında kurduğu bu hegemonya sayesinde NATO çıkarlarına hizmet eden bir genç nüfus yaratarak Türk gençlerini ucuz iş gücü ve kolluk kuvveti olarak kullanmak hedeflenmektedir.

NATO, sağlamış olduğu fonlarla yürüttüğü tüm projelerin masraflarını üstlenmekte bu projeye katılan gençlere parlak bir kariyer hayali sunarak gençleri bu projelere çekmeye çalışmaktadır.

Türkiye Gençliği Emperyalizmin İdeolojik Hegemonyasına Teslim Olmaz!

NATO’nun yürüttüğü bu faaliyetler ülkemizin geleceğini ve bağımsızlığını hedef almaktadır. Hiçbir ülke kendisini doğrudan hedef alan faaliyetlere izin vermez. Bu yüzden üniversitelerimizde yürütülen bu faaliyetlere derhal son verilmeli ve yabancı kaynaklardan sağlanan fonlar denetim altına alınmalıdır. Türk gençliği binlerce yıllık devlet tarihine ve yüzlerce yıllık devrim tarihine yaslanarak o kaynaklar üzerinden eğitilmeli ve emperyalizmin saldırılarına karşın donatılmalıdır. Türkiye ancak o zaman geleceğe daha emin adımlarla ilerler ve gelecek kuşaklarına daha iyi bir gelecek sunabilir.

Bugün esas olarak NATO'nun sağladığı tüm kaynaklara rağmen Türk gençliği ABD emperyalizmine ve NATO'ya karşı saf tutmaktadır. Ülkemizde yükselen değer NATO’ya bağlılık değil antiemperyalizmdir. NATO'nun ideolojik hegemonyasına teslim olmayan Türk gençliği tam aksine NATO'dan çıkmayı savunmakta ve ABD-NATO üslerinin Türk ordusunun tam denetimine girmesi için meydanlara inmektedir. Türk devletinin atması gereken adımlar ortadır. Suriye başta olmak üzere bölge ülkeleriyle askeri işbirliği yapılmalı ve ABD-İsrail güdümünde hareket eden bölücü ve yobaz terör örgütleri ezilmeli Türkiye’ye tehdit oluşturan NATO’dan çıkılmalıdır.

Türkiye’nin en büyük gençlik teşkilatı olarak Ülkemizi NATO üsleriyle kuşatarak tehdit eden Amerikan emperyalizminin kafasına 7 kez çuvalı geçirdik. Başına çuval geçirdiğimiz emperyalizmin ideolojik hegemonyasına teslim olmayacak, ülkemizin NATO’dan çıkmasını sağlayarak ülkemizi ve bölgemizi tehdit eden NATO üslerinin Türk ordusunun tam denetimine girmesini sağlayacağız.

Türk gençliği olarak topraklarımıza gülle gelenleri gülle, silahla gelenleri silah karşılamaya devam edeceğiz.

Tarih:
Diğer Haberler