YAZAR
29.02.2020 tarihinde "Suriye’den elinizi çekin, askerlerimiz geri dönsün" isimli bir bildiri yayınlandı.1 Bildiride "ülkemizin bir çıkmaza sürüklendiği, evlatlarımızın başka bir ülkenin topraklarında savaştırılırken can verdiği, dünya kamuoyu ve halkları nezdinde küçük düşürüldüğümüz, ülkemizin emperyalizmin maşası ve dinci terörün hamisi olarak konumlandırıldığı" ifade ediliyor. Bu bildiriyi yazanları aslında iyi tanıyoruz. Onlar PKK terör örgütünün kendi açtığı hendeklere gömüldüğü günlerde, ordumuz için "katliamcı" demeye cüret edenler, 15 Temmuz 2016 Amerikancı darbe kalkışmasına "Tiyatro" diyerek Fetullahçı terör örgütünü aklamaya çalışanlar, Türk ordusu "Amerika-İsrail koridorunu" dağıttığında "Suriye bataklığında ne işimiz var?" diyerek Amerikan planlarına kalkan olanlardan başkaları değil. İşin ironik tarafı ise bildiride imzası olanlar, Türkiye’nin Amerikan emperyalizmiyle savaşının kıran kırana geçen günlerinde kendilerini Amerika’nın yanında konumlandırdılar. Bütün dönüm noktalarında Türkiye’nin ve Mehmetçiğimizin karşısında yer aldılar, emperyalizmin maşalığı görevini üstlendiler.
Onları tanımlamak istersek en doğru tanım günümüzün "Ali Kemalleri" olur. Ali Kemal de İstiklal Savaşımızın en çetin günlerinde İngiliz emperyalizminin yanında saf tutanların en azılısıydı. 1 aylık Dahiliye Nazırlığı görevi sırasında Milli Mücadeleyi engellemek için elinden geleni yapan Ali Kemal, yazdığı yazılarla da sürekli olarak İstiklal Savaşımızı hedef almıştır ve İngiliz emperyalizmi çıkarları için faaliyetlerde bulunmuştur. Ali Kemal’in Kuvayi Milliye için “Müslüman halkı boş yere kırmaktan ve bu fırsattan yararlanarak halkı haraca kesmekten başka iş görmeyen emirsiz, saygısız ve kanunsuz olarak kurulan heyetler…”2 tanımlaması yapmasıyla bugün Türk silahlı kuvvetlerimize "çekilin" çağrısı yapmak aynı amaca hizmet etmektedir.
SURİYE’DEN ÇEKİLELİM ÇAĞRISI, KAPANDA ÇIRPINAN PKK’YI KURTARMA ÇABASIDIR
24 Temmuz 2016’da başlayan "Fırat Kalkanı Harekatıyla" girdiğimiz Amerikan-İsrail koridorunda üç buçuk yıl içerisinde büyük başarılar kazandık. Sınırlarımızı PKK terör örgütünden büyük ölçüde temizledik ve terör örgütünü kapana kıstırdık.
Sınır ötesindeki kararlı mücadelemizin sınırlarımızın içerisinde de sonuç verdiğini görüyoruz. İçeride, Suriye’den ve Irak’tan destek alamayan PKK terör örgütü üyelerine yönelik düzenlediğimiz "Kapan" ve "Kıran" operasyonlarıyla iç güvenliğimizi sağladık ve PKK’nın bitmesi için önemli bir mesafe kat ettik.
Amerikan emperyalizmine karşı üstünlüğü ele aldığımız bir dönemde Ali Kemallerin ‘’Türk Ordusuna eve dön çağrısı’’ PKK’yı kapandan kurtarmak ve emperyalizme karşı kazanımlarımızı yok etmeye çalışmaktır.
TÜRK MİLLETİYLE BERABER OLMAK "TÜRKİYE GEMİSİNDE" OLMAYI GEREKTİRİR
Ali Kemaller, yazımızın ilk paragrafında sıraladığımız kırılma anlarında ‘’Aynı gemide değiliz’’ mantığıyla hareket etmişlerdir. Bu dönemlerde aynı gemide değiliz demek, Türk milletiyle aynı kaygıları paylaşmıyorum demektir. Emperyalizme karşı savaşta ortada duramazsınız. İki seçenek vardır, ya milli kuvvetlerin buluştuğu Türkiye gemisinde olursunuz ya da Amerikan gemisinde. Türk milletiyle aynı gemide olmayı kabul etmeyenler için gidilebilecek tek gemi Amerikan gemisidir.
Ali Kemaller de bu bildiriyi Amerikan gemisinin güvertesinden yazmışlardır. Bildirinin bir diğer amacı şehitlerimizi kullanarak Türk milletinin vicdanı sömürmek, milletimizin arasına anlaşmazlıklar sokarak emperyalizme karşı direncini kırmaktır. Türkiye gemisinde yazılmayan bildirilerin ve yapılan çağrıların hizmet ettiği yer Amerikan emperyalizmidir.
ÇÖZÜM: EMPERYALİZME KARŞI KOMŞULARIMIZLA İTTİFAK HALİNDE OLMAK ve İÇERDE SAĞLAM DURMAK
İdlib’de yaşadığımız kriz şüphesiz Amerika ve İsrail’i memnun etmektedir. Türkiye,Suriye ve Rusya arasındaki gerilim, PKK’ya karşı mücadelenin sekteye uğratmakta, aynı zamanda da içeride anlaşmazlıklar doğurarak iç cephede çatlaklar yaratmaktadır.
Ülkemizi bölme ve güney sınırlarımızda sözde İkinci İsrail devleti kurma girişimi Amerika’nın faaliyetleridir. Doğu Akdeniz’de de karşımızda Amerika vardır. Böyle bir durumda İdliv’deki krizi Amerika ve İsrail’le çözebileceğimizi düşünmek veya Suriye’den çekilelim çağrısına destek vermek, Amerikanın planına alet olmak anlamına gelir.
Bölgede yaşadığımız krizleri ve zorlukları ancak Suriye ve Rusya ile anlaşarak aşabiliriz. Astana ve Soçi süreçlerinde geliştirdiğimiz ilişkilerimizde ısrar ederek Türkiye, Rusya ve İran’ın öncülüğünde oluşturacağımız geniş cephe hem ülkemizin güvenliğini sağlar hem de Suriye’nin toprak bütünlüğünü korur. Böyle bir ittifak bölgemizde Amerikan emperyalizmine karşı kesin zafer getirir.
Milletimizin arasında çıkan anlaşmazlıkları derinleştirmek için Ali Kemallerin fırsat kolladığını biliyoruz.
Türk gençliği olarak vatanımızı parçalamaya,Türk Milletini bölmeye çalışan Ali Kemallere karşı Mustafa Kemal gibi olacağız.
Birkan YÜCE
TGB Ankara İl Başkan Yardımcısı ve GYK üyesi
1- https://www.aydinlik.com.tr/haber/pkk-yi-kurtarma-bildirisi-201832
2- Nutuk s. 25
tgb.gen.tr