YAZAR
Yaklaşık iki hafta önce, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu Twitter hesabından, gençlere yönelik “gelin biraz dertleşelim” şeklinde bir paylaşım yapmıştı. Gençliğin sorunlarıyla alakasız, çözümsüz, sonu “biz sizi seviyoruz” diye biten basit bir paylaşım. Bu paylaşıma, Jahrein isimli bir Twitch yayıncısı yanıt verdi; “Allah aşkına nasıl yapacaksınız bu dediklerinizi? 2018 seçim bildirgenizi okudum. Bana hiç yeterli gelmedi.” Kemal Kılıçdaroğlu’nun buna cevabı ise “ben hazırım” şeklinde oldu. Kurgu mu ya da rastlantısal bir durum mu bilemeyiz. Ancak 22 Mayıs günü bu yayın gerçekleşti.
Üniversitelerde Yeniden PKK ve FETÖ Rüzgarı Mümkün Mü?
Kemal Kılıçdaroğlu yayın boyunca pek çok vaatten bahsetti. Bunlardan bir tanesi de üniversitelerden KHK ile atılan bütün akademisyenlerin en fazla bir hafta içerisinde görevlerine dönmesi. Kılıçdaroğlu’nun gençlerin sorunlarına dair çıktığı bir yayında böyle bir vaat dillendirmesi gençliği sevindirir mi? Geçtiğimiz yıllarda üniversitelerde şımarıklıklar yapan PKK ve FETÖ’ye kol kanat geren akademisyenlerin, tekrardan üniversitelere dönmesi elbette mümkün değildir. Fırat Yılmazları şehit edenlere kol kanat gerenleri üniversitelere almaya kalkanlara Türk gençliği cevabı verir. Kılıçdaroğlu’nun bu söylemlerinden, CHP’nin akademisyenler ile ortak bir siyasi tavrı paylaştığı görülüyor. Bu akademisyenlerin suçu nedir? Hatırlatalım, PKK’yı açıkça destekleyen ve yabancı devletleri ülkemize müdahaleye çağıran bir bildiri yayımlamışlardı. Fikir özgürlüğü adı altında PKK terörünü desteklemenin, Türk askerini işgalci ilan etmenin neresi meşrudur?
Kılıçdaroğlu bu vaat ile açık bir şekilde anayasayı çiğneyen, PKK’yı meşrulaştıran akademisyenlere işlerini geri vereceğini söylüyor. Zaten bizzat Kılıçdaroğlu talimatıyla KHK ile işlerinden uzaklaştırılan akademisyenler CHP belediyelerinde maaşlı işe başlatılmıştı. Bu akademisyenler arasında FETÖ bağlantısı olanlarda var elbette. CHP açık şekilde FETÖ’cü akademisyenlere sahip çıkma çabasına girmiştir. Vatansız akademisyenlere tanınan özgürlüğün bedeli, Fıratların şehit olmasıyla, Mehmetçiğin vurulmasıyla sonuçlanır. Bugün üniversitelerde PKK ve FETÖ destekçisi Akademisyenlerin değil, vatanseverlerin rüzgarı en sert şekilde esmektedir.
Türkiye Düşmanlığına Özgürlük Vaadi
Kemal Kılıçdaroğlu’nun bir diğer vaadi ise “özgürlük”. Fakat neye özgürlük? PKK’yı besleyen, her yerde savunan akademisyenlere mi bu özgürlük? Bu tavrın, bu siyasetin geldiği nokta “ABD, Erdoğan’ı yenecek” noktası olmuştu. Şehirlerimizde bombaların patladığı günler için, “Türkiye kendi kendini patlatıyor, Saray savaşı veriyor” söylemlerinde bulunuyorlardı. Bu söylemler süreç içerisinde CHP’yi bu siyasi tavra itti. Ancak Kılıçdaroğlu ister kabul etsin, ister etmesin Türkiye, 24 Temmuz 2015’ten beri bir savaşın tarafı konumundadır. Bu savaşta, emperyalizm Türkiye’nin üzerini çizmiş ve yola getirilmesi gereken olarak tanımlamıştır. Türkiye'de Atlantik sisteminden kopuşun içerisine girmiştir. Çağımızın kanunu, emperyalizmin baskısından kopmak devrimci bir tavırdır. Bu süreçlerin en büyük özelliği, yaşanan değişimlerdir. Bu değişim, Türkiye’yi vatan savaşı sürecine itmiştir. Bu sürece, “saray savaşı” tanımı yapanlar ise emperyalizmin çarkını döndürmektedir. Kemal Kılıçdaroğlu’nun hapislerden kurtarmaya çalıştığı insanların ortak özelliği budur: Türkiye Düşmanlığı.
Gizlenemeyen İttifak
Kemal Kılıçdaroğlu yayın esnasında HDP için, “düşmanlaştırıyorlar” söyleminde bulunuyor. Zaten düşman olan bir kuvvet, nasıl düşmanlaştırılır? Yıllardır Mehmetçiğe kurşun sıkan PKK zaten düşmanımız değil mi? CHP’nin, HDP ile ittifakı herhangi bir siyasi işbirliği değil. Mehmetçiğe kurşun sıkan, ABD emperyalizminin güdümünde Türkiye’yi bölmek için savaşan PKK ile el ele verdiler. Kılıçdaroğlu oy kaygısı ile bu ittifakı gizli, ancak haklı gösterme çabasına girmiş. Bu ittifakı hükümet karşıtlığı ile meşrulaştırma çabası ise yine ellerinde patlıyor. Milleti de PKK ile aynı cepheye çekme gayreti içerisindeler. Hükümete değil, Türkiye’nin vatan savaşına muhalefet ediyorlar.
Gençliğin sorunlarını, öğretmenlerimizin katillerini meşrulaştırarak mı çözeceksiniz? Hapishanelerdeki isimlerden sık sık söz ediyor Kılıçdaroğlu. Adalet yürüyüşleri gerçekleştiğinde, yürüyüşler içinde Selahattin Demirtaş’ın çığlığının ete kemiğe bürünmesidir tanımı yapılmıştı. Gizlenmeye çalışan, yer yer oy malzemesi olan, yazımızın konusu olan yayında bile Kılıçdaroğlu’nun meşrulaştırmaya çalıştığı HDP’nin CHP ile ittifakı artık gizlenemez durumdadır.
Özetle; Türkiye’ye düşmanlık edenlerle aynı cepheye düşenler, isterlerse binlerce canlı yayına çıksınlar, isterlerse binlerce kişi izlesin hiç fark etmez. Türk gençliği öğretmenlerinin katillerine, sıra arkadaşlarının katillerine göz yummaz. Bu nedenle CHP ve Kemal Kılıçdaroğlu artık umutsuz vakadır. Yeniden Atatürk çizgisine girmelerini beklemek hata olur. Kılıçdaroğlu, bugün Türkiye düşmanı cepheyi ayakta tutma görevini üstlenmiştir. Bu gayret başarısızdır.
Ali Özgür
TGB Muğla İl Başkanı