FERHAN ŞENSOY YAZDI...
- Ege Üniversitesi'de sahte sol gruplar TGB'lilere saldırmışlar, dedi adam.
- Okudum gazetede, dedi kadın.
- Saldırı iki saat sürmüş, polis saldırganlara müdahale etmemiş!
- Niye etsin? Onları polis getirmiştir oraya.
- TGB'liler iki saat sonunda püskürtmüşler saldırıyı!
- Helal olsun onlara! Bu çocuklara yardım etmek gerek. 29 Ekim'de onların yanında olmalıyız. Harçlıklarından denkleştirdikleri paralarla bayrak alıyorlar.
- Alabildiğimiz kadar bayrakla gidelim 29 Ekim'e!
Diyaloğa kulak misafiri olan küçük kız, kahvaltı sofrasından kalkıp koşarak odasına gitti. Elinde kumbarasıyla geri döndü:
- Kumbaradaki para bayrak almaya yeter mi? diye sordu. Kadın ve adam birbirlerine baktılar.
- Yetmezse kumbarayı da satıp onun parasını da kullansınlar, diyerek uzattı kumbarayı kadına.
Çok duygulandılar, adam ve kadın. 11 yaşındaki Çağrı'nın kumbarasından 165 lira çıktı. Çağrı TGB'ye iletilmesini istediği kumbaraya küçük bir not iliştirdi:
"Ben bu kumbarayı size verdim çünkü, hem size gerekiyordu, hem de benim hiç ihtiyacım yoktu. Böylece, bayrak, afiş, rozet ve flama yaptırabilirsiniz."
Gezi direnişinden önce, gençliğin ülkenin gidişatı konusuyla pek ilgilenmediğinden, hayatını bilgisayar başında geçirmesinden, apolitikliğinden, yakınıyordum. Ülkenin geleceği konusundaki endişelerim giderek artıyordu. Gezi direnişi hepimizi şaşırttı. Yüreğimize su serpildi.
TGB, direnişin önemli ayaklarından biri oldu. Direnişi yurt çapına yaydı ve kesintisiz olarak sürdürüyor.
-Liseye gidince, ben de TGB'ye üye olucam! demiş, 11 yaşındaki Çağrı.
Diren TGB, yolumuz açık!
tgb.gen.tr