Mülkiye'nin Siyah Kuğuları!

Söz konusu Türk Milletiyse ve işin öznesi Türk Gençliği ise, her zorluğun bağrından bir olanak filizleniverir.

Mülkiye'nin Siyah Kuğuları!
Özgür Bursalı
Özgür Bursalı
YAZAR

Avustralya’nın keşfinden önce Eski Dünya’da, bütün kuğular beyaz zannedilirdi. Bu keşifte fark edilen ilk siyah kuğu, büyük bir şok etkisi yaratmıştı!

Nicholas Taleb, bu “Siyah Kuğu” teorisinde,
Gözlemlerimiz sonucu elde ettiğimiz bilgileri fazlasıyla doğru kabul edildiğini, kanıksandığını ve hep aynı şekilde kalmasını beklediğimizi, fakat gerçekte öyle olmayabileceğini ve beklentimizin aksi ile karşılaşırsak, büyük bir etki altında kalınabileceğini ifade eder.

Tarih: 18 Mayıs 2017. Yer, Ankara Üniversitesi, Cebeci Yerleşkesi.

Bugün yerleşkeye bakanlar, basından haberleri takip edenler, Avustralya’ya ilk ayak basan denizci kadar şaşırmış mıdır, bilinmez. Ancak bugün yıllardır PKK’nın “işgali altında” olan Cebeci yerleşkesini görenler, artık ezberlerini bozabilirler!

Mülkiye’nin Mayası

Bugün Türkiye Gençlik Birliği önderliğinde Siyasal Bilgiler Fakültesi önünden başlayan yürüyüş, Ankara Üniversitesi açısından, bir çağı kapatıp, başka bir çağı açmıştır.

Bu yürüyüşün ezberlettiği tek bir gerçek vardır: Vatansever Mülkiye ruhu geri dönmüştür!

Türkiye’nin iki senedir içerisinden geçtiği süreç, teröre karşı topyekün kararlılık ve dirayet, yurt içinde ve dışında vatan bütünlüğünü belirleyen zaferler, bugün Mülkiye’de de yüzlerce öğrencinin adımlarıyla bir kez daha hayat bulmuştu.

Mehmetçiğin ve polisimizin terörle mücadelesi, bu mücadelenin sıcaklığı, gerçekliği ve başarısı bugün kendini bir kez daha hissettirmiştir.
Silopi kırsalında terör örgütü silahlarının gölgesinden kurtulan köylülerimiz, tarlasını nasıl rahat sürüyorsa, gelecekte o köylünün sorumluluğunu üstlenecek

Mülkiyeliler de bugün aynı özgüvenle Cebeci yokuşunu adımlıyorlar!

Mülkiye’nin Çöplüğüne Atılanlar

Öğrencilikten başka her şeye yakışan, yıllardır emperyalizmin yarattığı siyasal atmosferde arsızlaşan ve şımarıklaşan PKK ve yedeğindeki örgütçükler, bugün kendilerini Cebeci’nin çöplüğünde bulmuştur. Üniversite içerisinde her türlü şiddet ortamına zemin hazırlayan, provokatör öğrenci bozuntuları Mülkiye’nin tarihiyle yüzleşmişlerdir.

Çok değil, birkaç yıl önce, bugün Türk bayrakları ile açıklama yapılan yerde kimlik kontrolü yapan, “asayiş sağlayan”, “Öcalan’a özgürlük” pankartını okulun orta yerine asan, yerleşkeyi halk çocuklarına dar etmeye çabalayan öğrenci kamuflajlı terör örgütü üyeleri, bugün tarihi sersemliklerinin dayanılmaz hafifliği ile baş başa kalmıştır. Emperyalizm batan bir gemidir, Cebeci’deki batan malları ortadadır!

Mülkiye’nin Duvarına Çarpanlar

Vatansever öğrenciler tarafından gerçekleştirilen bu yürüyüş, dönemsel, dar, kategorik bir başarı sağlamamıştır. Salt pratik örgütsel kuvvet dengelerini de değiştirmemiştir. Bugünün yarattığı sonuçlar, Türkiye’nin geleceği açısından da bir kırılma noktasını işaret etmektedir. 1980’li yıllardan itibaren, ABD’nin “yeni dünya düzeninin” ideolojik paket programı “neoliberalizm” bugün yürüyen yüzlerce öğrencinin ayakları altında ezilmiştir, paketlenmiştir.

Yıllardır “tozpembe özgürlükler” iklimiyle üretilmeye çalışılan ulus devlet düşmanı, etnik, mezhepsel ve kimlikçi kürsülerden yayılan bozguncu hava, geleceğin avukatları, savcıları, hakimleri, kaymakamları, valileri tarafından SBF ortasında darmaduman edilmiştir!

Mükiye’nin genlerine sızmak isteyen, emperyalizm artığı, çürümüş sahte fikirler, başköşeye konulan, yüceltilen bütün gerici ideolojik hegemonya, öğrencilere kanıksatılmaya çalışılan bozuk kültür, Hukuk fakültesinin görkemli taş sütunlarına çarparak iflas etmiştir!

Mülkiye’nin Parolası!

Bugün siyah kuğuyu keşfedenler şaşırmamalı! Çanakkale Deniz Zaferinin mimarı Nusrat da siyaha boyanarak dökmüştü denize, dünyanın seyrini değiştiren mayınları. Yenilmez denilen zırhlıların denizin dibini boylamasının yanında, bu yazının satırlarını meşgul eden emperyalizm artıkları nedir ki? Kaldı ki Mülkiye’nin vatansever geleneği ve kökleri elbette bu kiri pası sırtında daha fazla taşıyamazdı…

Söz konusu Türk Milletiyse ve işin öznesi Türk Gençliği ise, her zorluğun bağrından bir olanak filizleniverir. Her dönem bir siyah kuğu çıkar, olmaz denileni oldurur.

Mülkiyelilerin işi asıl şimdi başlamaktadır! Parola bellidir. Yazımızı Büyük önder Mustafa Kemal Atatürk’ün, Mülkiye’yi ve Türkiye’nin geleceğini emanet öğrencilere 1935 yılındaki hitabından bir bölümle noktalıyoruz:

“Türk Milleti'ne, Türk Cumhuriyeti Devletine karşı yapmaya mecbur olduğumuz görevler bitmemiştir ve bitmeyecektir. Bunu, her Türk, bir parola gibi kendinden sonrakilere mütamediyen tekrar etmekle son nefesini verecektir. Türk ulusunun nefesinin sönmeyeceğini, O'nun ebedi olduğunu göstermelidir. Yüksek Türk, senin için yüksekliğin hududu yoktur. İşte parola budur."

Özgür Bursalı
TGB Genel Sekreteri

 

tgb.gen.tr

Tarih:
Diğer Haberler