"Sistem" dediğimiz aygıt, ülkemizde her zaman olduğundan çok daha hızlı, son sürat ilerlemekte. Çamura batmış durumdalar, bu yüzden çamurdan kurtulmak için daha hızlı ve daha öfkeli hareket etmek zorundalar. Ve bu sistem dediğimiz aygıtın patinaj yapan tekerleri, sistemin can damarlarıdır. Patlatılmadığı sürece o tekerler döner, döner ve sistem kendini kurtarır.Gün gelir, tekerler döndükçe, lastikler şişer, esneyebildiği kadar esner, dayanamaz ve patlar. Sistem işte bu noktada tıkanır, içine battığı çamurda boğulur. Temel denklem budur, ancak işler her zaman denklemlerdeki gibi yürümez.Lastik TamircileriFakat, sistemin tekerleri için lastik tamircileri hazırdır. Bu lastikleri plansızca, aceleyle patlatmak isteyen "devrimciler" de vardır ki onlar sadece sisteme lastikleri için yama yapılacak yerleri işaret etmekle kalırlar. Ama teker duracaksa, bu içerisinde ezilen, sıkışan havanın, yani halkın patlamasıyla olacaktır. O patlamaya ise hiçbir yama dayanmaz.Ancak "demokrasi"de çareler tükenmez. Sistem bunun da çaresini bulmuştur. Tekerlerdeki "siboplar" tam da bu gibi durumlar için vardır. Sistemin baskı tekeri şişer, tam patlayacak derken "sibop" aniden açılır. Ve biriken bütün enerji, yükselen öfke, sıkışan hava boşalır."Siboplar Çağı"Ve maalesef bugün yine ve yeni bir "siboplar çağı" yaşamaktayız. Zorbaların ülkemizde patlamak üzere olan tekeri, Cumhurbaşkanlığı seçiminde "siboplar" eliyle söndürülmeye çalışılıyor. Daha önce Haziran isyanını iktidar hedefinden "direniş ruhuna" indirgemeye çalışan "siboplar", ya da sınıf mücadelesini somut başarı hedeflerinden "somut savaşım" edilgenliğine indirgemeye çalışan "siboplar" gibi…Son "sibop"Bu "sibopların" en sonuncusuyla Cumhurbaşkanlığı meselesinde karşılaştık. Firavunluk hedefleriyle ağzı sulanan Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı seçiminde açılan "siboplar" sayesinde, halktan yiyeceği tokadı biraz olsun erteleyebileceğini zannededursun, bu dönemin tarihsel "sibopluk" görevini aday olarak Ekmeleddin İhsanoğlu’nu göstererek başta Kemal Kılıçdaroğlu olmak üzere Cumhuriyet Halk Partisi yönetimi üstlendi. Ekmel Bey’e karşı çıkan cesur, vatansever 6 gerçek vekilimizi tenzih ediyoruz.Bize Düşen GörevBölücü ve gerici üç ayrı adayla girdiğimiz Cumhurbaşkanlığı seçimi sürecinde, danışıklı dövüş nedir, yeniden hep birlikte izleyeceğiz. Peki seçeneksiz miyiz? Cevabı çok açık : Hiçbir zaman seçeneksiz olmadık, bugün de değiliz.Bu koşullarda günümüzün görevi, yılmadan, umutsuzluğa ve karamsarlığa meydan bırakmadan hem diktatöre, hem de taklitlerine karşı aynı anda mücadele etmektir. Bizler Türkiye Gençlik Birliği olarak, sistemin tekerini patlatmaya hazırız. Büyüyoruz, güçleniyoruz. "Lastik çiviyle patlar" , "Hayır, lastik ancak bıçakla patlar" gibi tartışmalara da girmeden, "elle, taşla, sopayla, neyimiz varsa onunla" zorbalığa, diktatörlüğe karşı birleşiyoruz. Koşullar istediği kadar aleyhimize olsun, mücadelemizi her zamankinden daha kararlı bir biçimde sürdürüyoruz.Bu yüzden, yapacak çok işimiz var. Gün, mücadeleyi yükseltme günüdür. Gün, karalar bağlama değil, büyüme, örgütlenme günüdür. Gün, sistemin lastiklerini patlatma günüdür.Görev başına!Erkin ÖncanTGB Genel Yönetim Kurulu Üyesitgb.gen.tr