ESKişEHiR İL YöNETiCiSi
Kara Harp Okulu’nun 30 Ağustos’taki mezuniyet töreninin resmi kısmı sona erdikten sonra sayısı 300’ü aşkın mezun teğmen törenin yapıldığı alanın ortasında toplanarak 2016’da kaldırılan Subaylık Yeminini söylediler. Subaylarımız, yemindeki “laik, demokratik Cumhuriyetin bağımsızlığı” ve “karşılarında bizi bulacak, kılıçlarımız daima keskin ve hazır olacak” söylemlerinden rahatsız olan bir takım insanın saldırısına maruz kaldılar.
Yeni Akit yazarı Ali Karahasanoğlu, Mustafa Kemal Askerleri sloganını atanları darbecilikle suçladı, 12 Eylül ve 15 Temmuz darbecileriyle aynı kefeye koydu. Bunu yaparken de 27 Mayıs ve 28 Şubat’ı da bu yazısının içine aldı. Daha darbe-devrim farkını tayin edemeyen bir yazıyı ciddiye almamak gerekse de hizmet ettiği sistemin ne olduğunun farkında olmak da önemlidir. Amacı yeni mezuniyet heyecanlarını kurucu liderlerine adayan genç subayları taşlamak. Akit gazetesinin bir başka yazarı Zekeriya San ise Kara Harp Okulu’nu birincilikle bitiren Teğmen Ebru Eroğlu’na yönelik iğrenç iftiralarda bulundu. “Tıfıl”, “şark kurnazı” diyerek hakaretler etti.
Bu hakaretleri hak edecek ne yaptılar?
Harp Okulu’ndan yeni mezun olmuş teğmenlerimiz kılıçlarını kınlarından çıkardı, aziz vatanın bir karış toprağına uzanacak ellere “karşısında bizi bulacak ve kılıçlarımız daima keskin ve hazır olacaktır” diyerek rest çekti. Rahatsız oldukları şey bu mu? Tam bağımsız Türkiye ateşiyle yanan bir ordudan mı rahatsızlar? Bütün halk hayranlıkla izledi heyecanlı subaylarımızı.
Bu bir kısım neden rahatsız oldu? Neden ordu-halkı ayırma tertiplerine giriştiler? Bundan rahatsız olsa olsa ABD güdümlü, Orta Çağ zihinli, gerici, tarikat ve cemaat bağlantılılar rahatsız olur. Tükürüklerini saçarak teğmenlerimize saldırıp, küstahça ithamlarda bulundular. Lakin unuttular! Harp Okullarına kendileri gibi ABD güdümündeki tarikatlarla kol kola olan kimseleri dolduramadıkları müddetçe, o okuldan çıkan her bir kahraman, Mustafa Kemal’in askeri olur!
ORDU VE MİLLET
Ordu, bizlerin bağımsızlığını koruyan, Türkiye’yi gözeten ve milleti için gözünü kırpmadan ölüme gidenlerde oluşur. Bu milletin evlatlarından oluşan ordumuz milli değerlerle bütünleştikçe milli bir ordu olabilir.
Cumhuriyet’in kurucusu, anti-emperyalist, devrimci Mustafa Kemal Atatürk’ü anlamak ve onun Altı Ok’una sahip çıkan bir ordumuz var. Bugün o ordu, harbiyelilerimiz “Mustafa Kemal’in Askerleriyiz” sloganını atıyor.
Ordumuz Mustafa Kemal’in devrimlerine sarıldıkça, halklaşır ve halkla bütünleşir.
Orduyu darbecilerle aynı tutmak milli devletimizin teminatı olan orduyu güçsüzleştirmek, zayıflatmak çabalarından farksız bir durum değildir.
Geçmişte olduğu gibi bugün Türkiye’mizi bekleyen tehditler var.
ORDUMUZ TEHDİT ALTINDA
Türkiye’de emperyalist planların gerçekleşebilmesi için milli kimliğini kaybetmiş bir ordu gerekmektedir. Kimliksiz ordu halkla bütünleşmez, ABD güdümüne girer, bölünmeye sebep olur. Halk dinsel, ırksal, sınıfsal bölünmeler yaşar. İktidar bu kargaşa ortamında çözüm üretemez. Halk çözüm ister. Kimliksiz bir ordu ve bölünmüş bir halkta çözüm olduğuna inanılan iki yol gözükür.
-ABD güdümündeki ordu ile darbe yapmak.
-İktidardan sıkılan halkı refaha kavuşturulacağına inanılan lakin yine ABD tekelinde olacak bir Renkli Devrim.
Ülkemiz üzerinde ilk madde denendi. 15 Temmuz’da darbeye kalkışan Amerikancı generaller hüsrana uğradı. Çünkü ordu tamamen tasfiye edilmemişti. Halk ve milli kimliğe sahip ordu birleşti, darbeye engel oldu.
Geçmişte 15 Temmuz’u yapmaya kalkıştılar. Bu Gladyocu/Amerikancı/FETÖ’cü darbeye Türk ordusu ve Türk milleti el ele karşı koymuştur.
Bugün 15 Temmuz’un sonuçlanmasını isteyenler ordu ve milleti ayırmaya çalışabilir.
Şimdi de Türkiye üzerinde seçim yoluyla bir renkli devrim hazırlığı var. Türkiye dört bir taradından ABD ve NATO üsleriyle donatılmış, Doğu Akdeniz’de, Mavi Vatan’da önemli tehditlerle karşı karşıya kalan bir ülke. ABD Emperyalizmi ve piyonları ise bu tehditlere hem içeriden hem dışarıdan devam ediyor.
Renkli devrimciler, Mavi Vatan’dan rahatlıkla taviz verebilir. Mazlum milletlere karşı sömürgeci devletleri destekleyebilir. Kısacası kimliksiz ordu ve renkli devrimler ABD-İsrail zulmüne ve onun piyonlarına hizmet eder.
Üslerini içimize kadar sokanlar “kılıçların keskin ve hazır” olmasından elbette rahatsız oldular. İşte bu yüzden halk-ordu birleşmesinde halkı bölmek için işe koyuldular. Çözümü de geçmişte “sağ-sol”, “Alevi- Sünni”, “Türk-Kürt” olarak ayrıştıran sistem bu sefer Mustafa Kemal üzerinden “seküler-dindar” olarak ayırmaya çalışıyor. Diğer bir ayrıştırma çabası da birleşen “halk-ordu” üzerine. Mustafa Kemal’in askerleriyiz söylemini darbeci bir söylem olarak değerlendiren Amerikancı medya, yeni mezun subaylarımıza küfür ve hakaret etti. Bu emperyalist oyunlara alet oldu ve ayrıştırma çabasına girişti.
Halk geçmişte olanları unutmamış, ayrılıkçılara dur demeyi başarmıştır. Subaylarımızın heyecanını ortak olmuş, darbeci ithamlarına kulak asmamıştır. “Ordu-halk” ve “seküler-dindar” olarak toplumu ayrıştırmaya çalışanların amaçlarının farkındadırlar. Ayrılıkçılara karşı halk artık Mustafa Kemal’de birleşmiştir.
Doğu Akdeniz’de
Mavi Vatan’ımızda
Teröre karşı mücadelemizde
Ezilen milletlere destekte
Turuncu devrim tehditlerine geçit vermemede
Güçlü, milli orduya ihtiyacımız var. Bugün ordumuz bu durumdadır.
Halkın desteğini arkasına alan ve Mustafa Kemal’in askerleriyiz diye haykırabilen bir ordu. Renkli devrimi durdurabilecek bir halk-ordu birleşmesi mevcut.
Ordu-millet birleşmesi emperyalist ABD’nin ülkemiz üzerindeki planlarını yok eder.
ORDU, MİLLET EL ELE
Genç subayların heyecanlarından, halk ve ordunun Mustafa Kemal’de birleşmesinden rahatsız olan Amerikan emperyalizminin piyonu olanlar tüm bunlara leke sürmek için ağır ithamlarda bulunmuş, halkı kin ve nefrete sürüklemeye çalışmıştır. Fakat karşılarında birleşen ordu ve halkı bulmuşlardır. Emperyalist planlar suya düşmeye devam edecektir.
Türk milleti Mustafa Kemal’in Askeridir.
Hepimiz Mehmetçiğimiz, hepimiz Mustafa Kemal’in Askerleriyiz.
Türk gençliği ve Türk ordusu her zaman haykırmaya devam edecektir:
Mustafa Kemal’in Askerleriyiz!