Kimsenin gözlerinin görmediği, üzüm üzüme baka baka kararır sözünü bile kimsenin anlayamayacağı bir körler diyarına, bir gün gözleri gören biri gelir. Görüyorum der kimse anlamaz. Hatta alay ederler, dalga geçerler. Ne gözü bilirler ne bakmayı. Gözleri gören adama kuşku ile yaklaşırlar. Peki gözleri gören adama ne olur o diyarda?
Fakir Baykurt’un hikayesinde o adamı da kör ederler, böylece herkes rahatlar. Göz denilen şey onlar için bir bozukluktur. Bu sözde bozukluğu düzelttikleri için bir de teşekkür beklerler. Adam da alışır körlüğe, hayatına devam eder. Fakat herkesin unuttuğu bir şey vardır. Gözleri kör edilen adamın çocukları doğduğunda gözleri görecektir... (1)
Emperyalizmin Gözleri
Yukarıda bahsettiğim hikayenin yer aldığı kitabı (Fakir Baykurt-On Binlerce Kağnı) herkesin okumasını öneririm. Halkın içinden halk diliyle yazılmış pek çok hikayeden oluşuyor. Gözlerimizi açıyor.
Burada görmekten kastımız tabi ki gözlerin bozukluğundan kaynaklanan bir görememe sorunu değildir. Dünyaya gözleri ile bakan ama göremeyenleri konuşacağız. Onlar yenilikler karşısında aynı körler diyarına gelen adama yapılan gibi görenlerin gözlerini oyan ve insanlığı karanlığa mahkum etmek isteyenler. Onlar, milletimizin acılarını, vatan mücadelemizin başarılarını, Avrasya’daki yeni konumumuzu, geleceğin başı dik Türkiye’sini göremeyenler..
Peki kimler, neden göremez?
• Korkaklar göremezler. Görmekten korkarlar. Gördüklerinden korkarlar. O yüzden gördükleri karşısında başlarını çevirip yollarına devam ederler.
• Çıkarları için yaşayanlar göremezler. Çıkarları kör etmiştir gözlerini. Çıkarları için yaşarlar ve çıkarlarının gerektirdiği ölçüde görebilirler.
• Yalnız kendini düşünenler de göremez. Kendi hezeyanları uğruna kendine yabancılaşırlar. Başka birine dönüşürler. Bir süre sonra aslında kendilerini de göremezler.
• Gözğü kör olan vicdanı kördür da, bilinci de kördür. Vicdanı, bilinci tutsak olanlar görür ama onlar da yalnızca kendilerine gösterilenleri görebilir. Bakarlar ama görmezler. Belki de artık görmek istemezler.
Bu göremeyenler bugün Türkiye’de olup bitenlere dair doğru bir saptamada bulunamazlar o yüzden doğru bir strateji oluşturamazlar. Onlar için ufukta yalnızca karamsarlık ve felaket vardır. Türkiye yanmıştır, bitmiştir, kül olmak üzeredir. Halkın talepleri ve isteklerini de göremedikleri için bu koşullar içinde umutlarını Atlantik okyanusunun kıyalarında aramaya koyulurlar. Biden’dan umut bekler, kendilerine çare olmasını isterler.
CHP, İYİP, HDP, SAADET, DEVA, Gelecek Partisi’nin Atlantik suları üzerinde bindikleri geminin kaptan köşkünden bakan kimdir? Kimlerin gözleri bakıyor geminin ufuklarına ve kimler çiziyor o geminin rotasını? Dümenini ABD’nin çevirdiği bir geminin alabora olması kaçınılmazdır.
Artık onların gözleri emperyalizmin Türkiye’deki gözleri olmuştur.
Türk Milletinin Gözünden Bakanlar
Görmek için nereden ve nasıl bakabildiğimiz önemlidir. Emperyalizmin gözlerinden bakarsanız kendi halkınızı göremezsiniz ya da görmezden gelirsiniz. Milletinin kaderini kendi kaderinizle birleştirmek görmenin ilk ve en önemli kuralıdır. Milletin gözünden bakanlar için bugün ülkemizin ufkunda beliren umut dolu bir gelecek vardır.
Yıllardır gözlerimizi kör etmeye çalışan ABD ve onun işbirlikçilerine karşı zaferler kazandıkça milletimiz ufukta beliren büyük gelişmeleri daha iyi görmeye başlamıştır.
Diyarbakır anneleri HDP önünde mücadele ederken gözlerinde tek bir korku zerresini göremezsiniz.
Doğu Akdeniz’de savaşan donanmamız Türkiye’nin menzilindeki tehlikeleri görmektedir.
Suriye’de, Kafkaslarda Mehmetçiğin gözleri düşman mevzilerini yerle bir etmektedir.
Hakimlerin, savcıların, polislerin gözlerine diken batırmak isteyenler başarısızlıklara saplanmıştır. Türk yargısının gözleri kartal gözleridir. Teröristleri, onlara destek verenleri tek tek yakalamaktadır.
Sağlık çalışanlarımızın gözlerinden akan yorgunluk değildir. Bu toprakların fedakar ve azmini görürsünüz gözlerinde
Üretenlerin gözlerinde heyecan vardır, güç vardır, bitmek tükenmek bilmeyen büyük bir enerji vardır.
Bizim gözlerimiz cephenin en önünde savaşan Mehmetçiğin, yiğit anaların, korkusuz hakimlerin, yorgunluk bilmeyen sağlık çalışanlarının, topraktan öğrenip toprağa verenlerin gözleridir.
Türk milletinin gözlerinden Türkiye’ye bakanlar için 2021 yılı büyük gelişmelerin ve başarıların yılı olacaktır.
Dipnot:
1) Fakir Baykurt, On binlerce Kağnı, 12. bs. (İstanbul: Literatür Yayınları,2017), 4-10
tgb.gen.tr