YAZAR
Mustafa Fehmi Kubilay, Bursa Muallim Mektebinden mezun oldu. Yedek subaylık görevini yaptığı sırada, 23 Aralık 1930 günü İzmir’in Menemen ilçesindeki Cumhuriyet karşıtı ayaklanma sırasında şehit edildi.1 Derviş Mehmet’in liderliğini yaptığı isyancıların sabah saatlerinde başlattığı ayaklanmanın ciddiyetinin farkına vararak, kahramanca karşı koymuştu.
İşte bu kahramanlık, her 23 Aralık günü anılmaya devam ediyor. Menemen Yıldıztepe’de anma törenleri gerçekleşiyor. O törenlerde, anıt üzerinde yazan şu söz mutlaka göze çarpar:
İnandılar, dövüştüler, öldüler.
İşte Türk devrim tarihinin en kısa özeti budur. İnanan ve dövüşen niceleri, kendini feda etme geleneğinin neferlerini yaratmıştır.
Kubilay Yaşıyor, Ya Derviş Mehmet?
Şehit öğretmen ve Astsubay Mustafa Fehmi Kubilay, bugün yaşıyor. Hem öğretmen hem de asker. Mustafa Kemal’in öğretmen askeri! Şehit öğretmenlerimiz Aybüke Yalçın, Necmettin Yılmaz çağımızın Kubilay’ı olmuşlardır. Nice Kubilaylar yetiştirmişlerdir. Onlar da Türkiye’nin bağımsızlık savaşında yaşamaya devam edeceklerdir. Çünkü Derviş Mehmetler değil, Kubilaylar yetiştirmişlerdir. Gerici ve bölücü terör örgütü PKK tarafından şehit edilmeleri bu yüzündendir.
Terörist başı Öcalan’ın Cumhuriyet düşmanlığını tekrar göz önünde bulunduralım. Öcalan neden Cumhuriyet devrimlerine karşı? Çünkü Cumhuriyet, derebeylerin saltanatına son verdi. Kürtleri eşit yurttaş yaptı. Öcalan’ın özlemini duyduğu günler derebeylik günleridir. Cumhuriyet karşıtlığı ve Cumhuriyetin öğretmenlerine düşmanlığı bu yüzden. İşte Derviş Mehmet, bugün bu özlemin içerisinde yaşıyor. PKK ise 2014 bahar günlerinden bu yana hendeklere gömüldü. Siyasi uzantısı HDP’nin kapatılması gündemde. Yaşamak denirse buna yaşıyor Derviş Mehmet kendince.
Yaşadığı bir enkaz da FETÖ. 15 Temmuz’da başarısız olan, bugün yayıldığı her kademeden tasfiye edilen, Türkiye’de eli kolu bağlanan ve kaybeden bir terör örgütü, Derviş Mehmetleri yaşatabilir mi? Emperyalizm, Türkiye’de ne zaman kaybedecek olsa, en güçlü gördüğü silahını devreye sokuyor. Tarihe bakalım, geçmişte de öyle oldu. 15 Temmuz günü de ülkemizdeki en değerli varlığını ateşe sürdü. Fakat hesap tutmadı. Türkiye’ye değil, ABD’nin neredeyse 70 yıldır biriktirdiği kuvvete darbe inmişti. Zaten FETÖ’nün bu yaşam mücadelesi çok önce, Ergenekon-Balyoz tertiplerine karşı mücadelemizde, Silivri duvarlarının altında kaldığında sona ermişti. Kubilay, bugün o duvarın üzerinde olandır. Emperyalizme karşı, vatan savunmasında olandır.
Cephedeki Kubilay
1945 yılı sonrası tarihimizin bazı dönüm noktaları oldu. 1960, 1971, 1980. İşte bu kırılma noktalarından sonra takvimin en önemli yaprağında 15 Temmuz 2016 yazılmıştır. O gün emperyalizm, Türkiye’deki kuvvetini büyük oranda kaybetti. Türkiye, büyük kararların ve değişimlerin içerisine girdi. Ordumuz Fırat Kalkanı Harekatı ile birlikte, PKK’nın elini kolunu bağlamıştı. FETÖ’cüler tasfiye edilmiş, ordumuzun önü açılmıştı. Yalnızca Türkiye’de değil, dünyada da dengeler değişti. ABD’nin Suriye’ye, İran’a, Irak’a, Libya’ya, Rusya’ya ve Çin’e karşı doğrudan silahlı müdahale yoluyla veya terör örgütlerini kullanarak yürüttüğü savaşta da safları, ABD emperyalizmi ve İsrail’e karşı alınan tavırlar belirledi. Avrasya cephesi, yıkılan Atlantik’e karşı kuvvet oluşturdu. Bugün, bize karşı tehdit oluşturan terör örgütlerinin üzerine kararlı bir şekilde gidilmektedir. Bu kararlılık aynı zamanda, Doğu Akdeniz’de dostlara güven, düşmana korku vermektedir.
Kubilay bugün cephededir. Çünkü daima yirmili yaşlardadır. 15 Temmuz’da Ömer Halisdemir olur, İzmir’de adliyenin önünde Fethi Sekin olur. Gericiliğe ve bölücülüğe karşı duyulan özlemlerin daima karşısındadır. Kubilay, bugün Türkiye Gemisi'ndedir. Mavi Vatan’da Türk milletine zaferler müjdelemektedir. Saygıyla anıyoruz.
Ali Özgür
TGB Muğla İl Başkanı
KAYNAKÇA:
https://www.aydinlik.com.tr/mustafa-kemal-in-ogretmen-askeri-kubilay-ozgurluk-meydani-aralik-2019
tgb.gen.tr