YAZAR
Joe Biden, ABD seçimlerini kazandıktan sonra verdiği ilk röportajında “oyuna geri döndük” mesajını vermişti. Bu mesajını hala daha sık sık tekrarlıyor. ABD’li oyun şirketi Rockstar Games’i bilenler bilir. Serbest dolaşımlı oyunları ile tanınır. Bu oyunlarda, işlediğiniz suçlar ile orantılı olarak birden beşe kadar yıldız belirir ekranda. Uzun süre suç işlemezseniz o yıldızlar yok olur ve oyuna geri dönersiniz. Haliyle, ABD’nin de Irak’ta, Suriye’de, Libya’da, Türkiye’de ve daha birçok ülkede yıldızı fazlasıyla birikti. ABD’nin bu yıldızları silip, oyuna dönme şansı var mı? Zaten Biden’ın uygulamaları da yıldızları silmeye değil, yenilerini eklemeye yönelik. Göreve gelir gelmez terör örgütlerini besleyebilecek isimleri de yanına aldı. IŞİD ve YPG/PKK’ya yığınak yaparak saldırgan bir strateji izlemenin peşinde. Bu süreçte de oyuna sokması gereken bazı elemanları söz konusu.
Dışişleri; Antony Blinken
Türkiye’nin Atlantik’ten koptuğunu, Asya’da konumlandığını yalnızca biz değil, artık bütün dünya saptıyor. Son beş yıldır, ABD’nin tüm piyonları ile savaş halindeyiz. FETÖ ve PKK’nın üzerine silahla gidildi ve bitirme noktasına gelindi. Antony Blinken de bu saptamayı yapanlardan. Bu gerçekleri görerek, Türkiye’nin konumlandığı mevziyi de doğru saptıyor. Dolayısıyla Türkiye’den bahsederken, “en büyük stratejik rakiplerimiz ile beraberler” diyor. Rusya ile Türkiye’yi aynı çizgide değerlendiriyor. Türkiye’yi bu çizgiden koparma planlarında başrollerden birisi.
Geçmişe baktığımızda da yıldız sayısı fazla olan isimlerden Antony Blinken.Dışişleri Bakan Yardımcısı olduğu dönemlerde Türkiye’ye sık ziyaretlerde ve söylemlerde bulunmuş. 15 Temmuz Amerikancı darbe girişimi sonrası kapatılan FETÖ bağlantılı yayın organlarına sahip çıkmış, ifade özgürlüğü safsatalarında bulunmuştu. Darbe girişimi nasıl başarısız olduysa, Türkiye’nin FETÖ ile mücadelede kararlılığı doğrultusunda bu yayın organlarının da artık esamesi okunmuyor. Bu kararlılık Türkiye’nin doğru konumunu daha da kuvvetlendiriyor. Dolayısıyla, Blinken’ın artık oyunu çevirme şansı yok.
Ulusal Güvenlik Danışmanı: Jake Sullivan
En önemli pozisyonlardan biri olan Ulusal Güvenlik Danışmanlığı görevine ise Jake Sullivan uygun görüldü. Tıpkı Blinken gibi, Sullivan da Türkiye’nin yeni konumunu saptıyor. Bu doğrultuda da “Türkiye kontrolden çıktı” şeklinde makaleler yazıyor. Türkiye’nin Rusya ile ilişkilerinin geldiği son durum ve Suriye’de alınan tavırlar sebebiyle açık ve katı bir şekilde uyarılması gerektiğini de ekliyor. Kısacası Türkiye’yi tekrar “kontrole sokma”nın peşine düşüyor.
Türkiye’nin yeniden Atlantik sistemi içerisinde var olması, PKK’nın yeniden şımarıklıklar yapması, açılım süreçlerinin yaşanması, FETÖ’nün Türkiye’de iktidar olması anlamını taşıyor. Ancak bugün baktığımızda ülkemiz içerisindeki PKK’lı sayısı oldukça az. Çünkü Türkiye PKK’nın üzerine silahla gidiyor. Çünkü Türkiye’de açılım süreçleri geride kaldı. Bugün devletin bütün kritik kademelerinden ve ordudan binlerce FETÖ üyesi tasfiye edilmiş durumda. Çünkü Doğu Akdeniz’de ABD ve müttefikleri ile karşı karşıyayız. Sullivan’ın özlemini duyduğu günler ise geride kaldı. Bütün bu sebepler gösteriyor ki, artık onun da oyunu değiştirmeye gücü yetmez.
Esas Oyuncu: Kamala Harris
Listemiz uzun, say say bitmez. Dolayısıyla Kamala Harris ile bitirmek uygun olacaktır. Çünkü Kamala Harris listenin esaslılarından. Onu konuşmamız, ABD emperyalizminin süreç içerisinde geldiği son noktayı özetleyecektir. Çünkü emperyalizm ne zaman yenilecek olsa, saldırganlaşıyor. 15 Temmuz’da 70 yıldır örgütledikleri en kuvvetli silahı ateşlemelerinin sebebi de bu. Kamala Harris de ABD emperyalizminin yenilgisini, saldırarak durdurmanın peşinde. Trump’ın ABD askerlerini Suriye’den çekme kararına en sert karşı çıkanlardan birisi. Ömrünün “Kürt devletini görmek için yeteceğini” düşünüyor. Dolayısıyla sürekli saldırıyor. Kamala Harris, Türkiye düşmanlığı ile Biden’ın “oyuna dönme” rüyasının, yıldızları en parlak karakterlerinden.
Sözde Ermeni soykırımının, ABD’de tanınması için önerge veriyor ve bundan gurur duyduğunu ifade ediyor. Türkiye’yi hedef almaktan gurur duyuyor. Türkiye’nin Suriye'deki operasyonları kesmemesi halinde ise “ağır bedel ödetme” iddialarında bulunuyordu. Ancak bedeli ABD, bölgede “oyun dışı” kalarak ödedi.
Biden’ı Selamlayanlar
Biden seçilir seçilmez bir sıra oluştu haliyle. Biden’ı alkışlama, selamlama sırası.
Kılıçdaroğlu hiç gecikmeden bir Türkçe, bir de İngilizce tweet attı. Türkiye-ABD arasındaki dostluğun güçlenmesini diledi.
Önceki dönem CHP milletvekillerinden Tuncay Özkan da “Trump kazanıyor, Erdoğan gidecek” diyordu. ABD’nin Türkiye’ye karşı zafer almasını istiyordu açık açık. Olmadı, şimdi umutlarını Biden’ı selamlayarak devam ettirme çabasında.
Bu sırayı HDP yöneticileri takip etti. Pervin Buldan ve Mithat Sancar, ABD’den demokrasi ve adalet talebinde bulundular. PKK’nın ezildiği, HDP’nin kapatılmasının tartışıldığı günlerde ABD’ye en çok ihtiyaç duyan taraf. Ancak Türkiye HDP/PKK’yı da oyun dışına itmiştir. Diyarbakır’da evlat ve vatan nöbeti tutan annelerimiz, HDP’nin kapısına kilit vurmuştur.
Bazı gazeteler, Biden ile beraber Kamala Harris’i de selamlamayı eksik bırakmadı: “Mor Devrim” dediler, Harris’in Başkan Yardımcısı olması şerefine. Mor elbisesi ile ön plandaydı Kamala Harris. Onca mazlum milletlerin kanını, mor bir elbise kapatır mı?
Bütün bunlar olurken, Biden ise PKK’yı silahlandıracak ve yeniden güçlendirecek ekibi topladı. “Oyuna dönme” umuduyla adımlarını atmaya başladı. ABD’nin bu umutlarından birisi de, bahsettiğimiz gibi Türkiye’nin yeniden Atlantik çizgisine girmesi. Ancak PKK ve FETÖ’nün ezildiği, Doğu Akdeniz’de Rusya ile ilişkilerin belirginleştiği ve kararlılığın gösterildiği, üretim ve istihdam odaklı bir sürecin içerisinde bulunduğumuz günleri yaşarken bu pek mümkün değil. Artık bazılarının da umut ettiği gibi ABD değil, Türkiye kazanıyor. Türk milleti zafere yürüyor.
Ali ÖZGÜR
TGB Muğla İl Başkanı