Cephede kazanılan savaşın cephe gerisindeki zaferi

Atatürk Cumhuriyetini kurtarmanın ve yeniden yükseltmenin yegane koşulu, emperyalizme karşı verilen mücadelede birlik olmaktır.

Cephede kazanılan savaşın cephe gerisindeki zaferi

YAZAR

Türk milleti 1914 yılında emperyalist paylaşım savaşına karşı top yekun seferber olarak bir vatan mücadelesinin içerisine girdi. Bu mücadelenin sonunda üzerindeki hasta adam durumunu yırtıp atarak 1923tam bağımsız ve egemenliğin millette olduğu bir devlet kurdu. Türk milleti karşısında tahmin ettiğinin aksine mağlubiyetler alan dönemin emperyalist devletleri (İngiltere, Fransa, ABD vb.), cephede çarpışarak alamadığını bundan sonra cephe gerisinde yürüttüğü saldırıyla almak için çabaladı. Ancak Türk milleti kararlılığı ve azmiyle bu saldırıyı da püskürtmesini bildi.

Emperyalizmin psikolojik saldırısı

Emperyalist paylaşım savaşından tam olarak istediğini alamayan İtilaf Devletleri, Türk milletine karşı başlattığı psikolojik savaşla saldırıyı cephe gerisine taşımıştı.

Fransız Devrimiyle yayılan milliyetçilik hareketinden Osmanlı topraklarındaki azınlıklar da etkilenmişti. Bunu fırsat bilen emperyalistler, zaten topraklarını paylaşmak istediği Osmanlı'daki bu hareketliliği kışkırtmalarla daha da yaygın hale getirdi. Rumlar, Ermeniler ve Kürtler içerisinde yaptıkları kara propaganda (Osmanlı sizi dışlıyor, size katliam yapılıyor vb.) ve maddi yardımlarla (para, silah, mühimmat vb.) Osmanlı'ya karşı ayaklanmalar başladı.

Birinci Dünya Savaşında dört bir yandan kuşatılan Osmanlı'nın savaştaki direncinin çabuk kırılması için Anadolu'da faaliyet yürüten ayrılıkçı Ermeni çeteler Taşnak ve Hınçak ile büyük katliamlar başlatılmıştı. Katliamları geldiği büyüklük nedeniyle dönemin İçişleri Bakanı ve İttihat Terakki Partisi'nin lideri Talat Paşa'nın aldığı tehcir kararı ile Ermeniler yaşadıkları yerlerden göç ettirildi, katliamlar bir nebze olsun azaldı.

Bu tehcir işlemi sırasında yaşanan karşılıklı katliamları kullanan emperyalistler, Türklerin Ermenilere soykırım yaptığı yalanını savurmaya başladı. İleride daha da büyüyen ve uluslararası alana taşınan bu yalan öyle bir hale geldi ki, Sovyetler Birliği'nin yıkılmasının ardından kurulan Ermenistan'ın Türkiye'den bu soykırımı tanıması ve bunun doğal sonucu olarak da tazminat ve "hakları olan toprağı" vermelerini istemeye kadar ulaştı.

Ermeniler hala kışkırtılıyor

Bir asrı aşkın bir süredir Türk milletine atılan bu iftira ile yürütülen psikolojik savaş bitirilmiş değil. Ermeniler açıktan açığa hala kışkırtılıyor, uluslararası ziyaretlerde sözde Ermeni soykırımı ile ilgili oluşturulan anıtlar ziyaret ediliyor ve diplomatik görüşmelerde "soykırıma" yönelik üzüntüler dile getiriliyor. Emperyalistler bir umuttur diye bu kara propagandayı sürdürüyorlar ama boşa kürek çekiyorlar.

Dün soykırım bugün Kürt katliamı

Türk milletine karşı emperyalizmin verdiği psikolojik savaş sadece Ermeni meselesi üzerinden yürümüyor. Türk milleti olarak bugün yine vatan mücadelesi içerisindeyiz. Emperyalist ABD'nin piyonları (FETÖ, PKK, YPG, IŞİD vb.) ile savaş halindeyiz ve bunlara karşı verilen mücadelede her geçen gün başarılar elde edilmekte.

24 Temmuz 2015'te PKK'ya karşı başlatılan büyük operasyonlarda PKK'nın hem şehir hem de dağdaki yapılanmasına büyük darbeler indirildi. Bu operasyonları sürdüren kahraman ordumuza ve polisimize yine emperyalist odaklardan yöneltilen "katliam" suçlamaları ile iftiralar atıldı. Fakat Türk milletinin Mehmetçik ve polise verdiği büyük destek sayesinde bu psikolojik saldırı da bertaraf edilerek mücadelede başarılı sonuçlar elde edildi.

Yine dikkat edecek olursak, aynı emperyalist odaklar tarafından Suriye Ordusu tarafından ABD'nin desteğiyle bölücü faaliyet yürüten IŞİD ve YPG'ye karşı verilen mücadele baltalanmakta. Suriye ve Rusya'nın ortaklaşa düzenlediği bir hava saldırısında bölücü faaliyet yürüten muhaliflerin kimyasal silah deposu vurulmuş ancak ardından Suriye Ordusunun saldırıda kimyasal silah kullanarak sivilleri katlettiği iftirası yayıldı. Cephede kaybeden ABD, cephe gerisinde yürüttüğü psikolojik savaşla mevzi kazanmaya çalıştı. Ama nafile, 6 senedir Suriye'de sürekli kaybeden emperyalist güçler psikolojik savaşla da bir yerlere gelemedi.

Hukuki karar yoksa soykırım yok!

Mazlum milletlerin emperyalizme karşı verdiği savaş, o milletlerin kararlılığı ve azmi sayesinde her zaman başarıya ulaşmıştır. Bu Türk milleti için de geçerlidir. Tarih boyunca bu hep böyle gelmiştir ve değişmeyecektir de...

Ermeni soykırımı mücadelesinde Talat Paşa Komitesinde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'ın ve Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek'in önderliğinde verilen mücadele büyük bir zaferle sonuçlanmıştır. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin Perinçek-İsviçre davasında verdiği kararla asırlık uluslararası bir yalanı da sonlandırmış olduk. Bu andan itibaren Türklerin Ermenilere soykırım yaptığını kanunlaştıran ülkeler, bu kanunları bir bir geri çekmeye başladılar ve şu fikri benimsemek zorunda kaldılar: Hukuki karar yoksa soykırım da yoktur! Ermeni soykırımı yalanını hala devam ettirenler ise boşa kürek çekmektedirler. O defter çoktan kapandı.

Emperyalizme karşı mücadelede başarılı olmanın yegane koşulu birlik olmaktır. Bizim tarihimiz bunun örnekleriyle doludur, dönüp bakmamız yeterli olacaktır. Şimdi önümüzdeki yeni mücadele mevzisi ABD emperyalizminin piyonlarına karşı verilen mücadeleye karşı birleşmek. Atatürk Cumhuriyetini kurtarmanın ve yeniden yükseltmenin yolu buradan geçmektedir.

Kaan Arslan

tgb.gen.tr Genel Yayın Yönetmeni

tgb.gen.tr

Tarih:
Diğer Haberler