Özgecan Aslan

Özgecan Aslan

   20 yaşında gencecik bir üniversite öğrencisi, bilmeyenler için aktaralım, Özgecan geçtiğimiz gün evine gitmek için bindiği serviste üç kişi tarafından tecavüze uğradı. Sonra bıçaklandı. Yetmemiş olacak ardından yakılan bedeni bir dere kenarına atıldı.   Bu olay ülkemizde artarak yaşanan şiddet örneklerinden yalnızca biri. Bu sebeple şiddet olgusu günümüzde üzerine en çok konuşulan konulardan.  Zamana ve topluma göre değişen bu kavram bireyin toplumsallaşma sürecinden bağımsız değil. Bu sebeple Özgecan Aslan cinayetine de salt kadına şiddet bağlamından bakmak bizi akılcı çözümlerden uzaklaştırır.  Bu olaylar toplum dinamiklerinin yozlaşmasının  ve bozulan toplum psikolojisinin ürünüdür. Doğrudan ideolojik ve sosyal bir meseledir. Bu sorunları analiz edemeyenler kendini radikal feminizm mevzisinde bulur.  Çözüm ararken dahi  kadını insan olmaklığından ve insan olarak haklarından soyutlar.  Kültür Dönüşümü   Diyeceğimiz şudur ki buradaki mesele sadece tecavüz eden ya da şiddet gösteren erkeğin düşünsel çürümesi ile ilgili  değil,  onu yetiştiren annenin de (ve ya babanın) düşünsel çürümesiyle ilgilidir. Bireyin kendine yabancılaşması, süreç içerisinde ailesine, topluma ve en sonunda da insanlığına yabancılaşması şiddetle  sonuçlanır. Bu yabancılaşmanın altında ise ideoloji ve onun etki ettiği kültür dönüşümü yatmaktadır. Ülkemizde bu dönüşüm AKP iktidarı ile hız kazanmış, bütün gerici uygulamalar sistemin kendi gündelik estetiği olarak gördüğü kadın üzerinde uygulanmıştır. Üniversitelere türban girmesiyle zirveye çıkan süreç, Yeni Türkiye sloganıyla laikliğe açıktan savaş halini almıştır.  Mahalleler namus bekçiliğini kendileri yapmalı açıklamalarıyla toplumda ciddi bir baskı mekanizması oluşturulmaya çalışılmıştır. Kadının türbana ya da çarşafa hapsedilmesiyle kadının cinselliğine yapılan vurgular ile toplumsal cinsiyet eşitsizlikleri had safhaya ulaşmıştır. Bütün bunlar AKP’nin ideoloji olarak kabul ettiği muhafazakar demokrasi adına yapılmış ve toplumsal kültür de bu ideolojiye uydurulmaya çalışılmıştır.Kadının Kurtuluşu; Laiklik Çözüm ise gericiliğe, emperyalizme ve kapitalizme direnen cesur cumhuriyet kadınının iradesini rehber almak, ellerimizde tekrar yükselecek Cumhuriyet bilinciyle birleştirmek, toplumu Cumhuriyet değerleriyle yeniden örmektir. Bu çözümün laiklik temelinde olması diyalektik bir zorunluluktur.Bürge Demircioğlu TGB GYK Üyesi

Tarih:
Diğer Haberler