Süleymaniye'deki Çuval Şimdi Kimin Başında?

TGB, Bodrum, İskenderun, Eminönü’nde, İncirlik’te postalları kanlı ABD askerlerinin kafasına, ezilen milletlerin çuvalını defalarca geçirdi.

Süleymaniye'deki Çuval Şimdi Kimin Başında?

YAZAR

Bugün, Türkiye-ABD ilişkilerinde en büyük krizin yaşandığı, Türk ordusunun en büyük aşağılanmayı yaşadığı günün yıldönümü.

O gün Türkiye’deki yöneticiler açısından mesele her ne kadar önemli görülmese de Irak’ın Süleymaniye kentinde 11 Mehmetçiğin başına geçirilen çuval Türk milletinde özellikle Türk gençliğinin hafızasında derin yaralar açacaktı. Zaten istenen de buydu: Türk ordusunun ve milletinin onurunu kırmak.

Peki ABD’nin, Türk askerlerinin başına çuval geçirmek istemesinin nedeni neydi?

Bu sorunun birden fazla cevabı var. ABD emperyalizmi 90’lı yıllarda bölgemizde önemli başarılar kazanıyordu. Dünya’nın tek lideri olma planı, Sovyetler Birliği’nin dağılması, Irak ve Yugoslavya’nın işgali, Büyük Ortadoğu Projesi’nin uygulanmaya başlanmasıyla sağlamlaşıyordu.

Türk ordusu ise bölgede en aktif dönemlerinden birini yaşıyordu. PKK’yi bitirmek için çok önemli adımlar atıyordu. Deyim yerindeyse TSK Talabani ve Barzani’yi kullanabiliyor. Türkmenlerle güvenilir ilişkiler kurabiliyordu. Bunların hepsi Özel Kuvvetler Komutanlığımızın yoğun çabalarıyla gerçekleşiyordu.

Bu dönem PKK bitme noktasına gelmiş, TSK bölgede etkin bir güç haline gelmişti. Ta ki 2002 yılına kadar... 2002 yılı ABD’nin bölgeye hareket hazırlığı içerisinde olduğu PKK üzerindeki etkisini artırdığı yıldı. ABD’nin dünya liderliği planının olmazsa olmazı artık Ortadoğu’ya hakim olmasıydı.

2002 sonunda iktidara gelecek AK Parti, ABD’nin Irak’a ortak operasyonuna yeşil ışık yaktı. Ancak bu o kadar kolay olmayacaktı.

1 MART TEZKERESİNİN BEDELİ

Irak’a operasyon mecliste görüşülecek ve oylanacaktı. 1 Mart Tezkeresi en hızlı yoldan Diyarbakır’dan Musul/Kerkük’e uzanacak bir Kürdistan’ın inşası içindi. ABD, bölge ülkelerini bölmeyi ve kendi denetiminde bir Kürdistan kurmayı hedefliyordu.

Abdullah Gül başkanlığındaki hükümet, tüm imkânlarını kullanarak 1 Mart 2003 Tezkeresi’nin geçmesi için çalıştı. Irak’a, Türkiye üzerinden cephe açmayı düşünen ABD, Türkiye’nin güneydoğusuna 65 bin asker konuşlandıracak, liman ve havaalanlarını da kullanacaktı.

1 Mart Tezkeresi, Türkiye’deki milli kuvvetlerin direnmesiyle meclisten geçemedi. TBMM’de oy çokluğu sağlanamamış ve ABD büyük bir yenilgi almıştı.

Tezkere geçemese de çeşitli özel planlarla ABD askerleri Irak’a Türkiye üzerinden sızmayı başarmıştı. BOP’u işletmeye başlamıştı. Erdoğan başkanlığındaki yeni hükümet tezkereyi geçirmiş ancak bu kez de ABD kabul etmemişti. ABD Irak planlarını işletmeye çoktan başlamıştı.

Tezkerenin geçmemesi üzerine ABD, 4 Temmuz 2003 günü, Irak’ın Süleymaniye şehrinde bulunan Türk Özel Harekat Timi merkezine baskın yapma küstahlığını gösterdi. ABD askerleri, 11 Türk subayının (3 subay 8 astsubay) başına çuval geçirmiş ve sorgulamıştı.

Ancak 1 Mart günü TBMM’den çıkan karar, ABD açısından bir intikam meselesi haline gelmişti. Türk askerinin onuru kırılmalı, prestiji kaybettirilmeliydi. Aynı zamanda Türkiye’nin bölgeden çıkarılması da gerekiyordu.

Böylece yeni bir dönem başlamıştı. Artık TSK içinde Kıvrıkoğlu gibi komutanlar kalmamıştı.

Teslimiyet süreci başlamıştı. Hükümetin teslimiyetçi tutumu ABD’ye özür bile diletemedi.

Türkiye tarihine kara bir leke olarak geçen olaya;
Genelkurmay Başkanı Özkök’ün tavır koyacağı yere ertesi günü görev süresi biten Pearson’un veda ziyaretini kabul etmesi herkesi şaşırtmıştı. “Çuval geçirmenin pratik bir uygulama” olduğunu söyledi. Özkök’ün veremediği tepkiyi, ABD’de bulunan Org. Hurşit Tolon vermiş ve olay duyulur duyulmaz Türkiye’ye dönmüştü. Tolon yıllar sonra Ergenekon kumpasıyla karşı karşıya kalacaktı.
Zamanın TBMM Başkanı Bülent Arınç ise hiçbir şey olmamış gibi Pearson ailesine veda yemeği verdi.

‘Nota verecek misiniz’ diye soran gazetecilere ise Başbakan Erdoğan “Bizim bir devlet tecrübemiz var. Ne notası veriyorsun, müzik notası mı?” diye azarlamış; adeta olayı soğumaya bırakmıştı.
Dışişleri Bakanı Gül ise “Büyük devletler özür dilemez” tepkisi vermişti.

15 TEMMUZLARA SÜLEYMANİYE’DEKİ ÇUVAL İLE GELİNDİ

Çuval hadisesinden sonra Türk devletinin aldığı tutum, Türk milletini daha da yaralayacaktı. ABD’den hesap sorulmasını isteyenler görmezden gelinecek, ABD ile ilişkiler daha da artacak, olayın üzeri kapatılacaktı.

Çuval olayı, Türk ordusunun yıpratılmasının ilk adımıdır ve 15 Temmuz Amerikancı-Fethullahçı Darbe girişimine kadar uzanır. Askerinin başına çuval geçirilen TSK itibar kaybetti, dış güçlerin baskısına açık hale geldi. Bu süreçte Ergenekon-Balyoz kumpas davalarıyla da TSK’da tasfiyeler yaşandı. Türk ordusu, giderek ABD yörüngesine girdi. 15 Temmuz’a kadar uzanan yıkım böyle gelişti.

Açılım sürerken ordu kışlalarına hapsedildi, PKK Türkiye sokaklarında diploma törenleri yaptı. Şehirler hendeklerle örüldü, TBMM kürsülerinden egemenliğimize meydan okundu.

BİN YIL ÇIKMAZ DEDİLER 8 YIL SÜRDÜ

Acısı bin yıl çıkmaz dedikleri çuvalın ilk hesabı 8 yıl sonra görüldü. Bu utançtan Türkiye’yi kurtaracak eylem TGB’den geldi. Türkiye Gençlik Birliği 2011 yılında Bodrum’da yakaladıkları ABD askerinin başına çuval geçirdi. Türk gençliğin bilincinde ve vicdanın açılan yara TGB’ye bu eylemi yaptırdı.

Türk hükümetinin ve ordusunun aldığı teslimiyetçi tutum, çuvalın hesabını sormayı Türk gençliğine bırakmıştı. TGB büyük bir sorumlulukla Mehmetçiğin çiğnenmeye çalışılan onuruna, ABD’nin taşeronu PKK eliyle dökülen kanımıza karşı cevap oldu. ABD askerine geçirdiğimiz çuval, Filistin'den, Suriye'ye, Irak'tan Venezuella'ya, Meksika'ya bütün mazlum milletlere selam oldu.

2011 senesi PKK terörünün yükseldiği, Türkiye’nin bölücü açılıma sürüklendiği tarihlerdi. Çuval eyleminden 1 gün önce Dağlıca’da 24 askerimizi şehit vermiştik. Eylemden sonra Türk milleti terörün arkasında ABD’nin olduğunu daha net görecekti.

2014 yılında bu kez Eminönü’nde yine çuvalı ABD askerlerinin başına geçirdik. İşgalci ve eli kanlı ABD’nin vatanımızda şımarıklık yapmasına izin veremezdik. Atatürk devrimcileri olarak en haklı ve meşru eylemi gerçekleştirmiştik. TGB’nin geçirdiği çuvallar yeni bir sembol yaratmıştı ve bu sembol çok daha ve büyük ve tarihi olmuştu. ABD emperyalizmine karşı Türkiye’den yükselen hareketin sembolü geçirdiğimiz çuvallar olmuştu.

2014 yılında geçirilen çuval daha da anlam kazandı. ABD emperyalizmin bölgede iflası başlamıştı. Pentagon, ABD Dışişleri Bakanlığı arka araya açıklamalar geldi. ABD ve Batı basını onlarca haber yaptı. Tüm dünya Türk gençliğinin ABD askerlerinin başına geçirdiği çuvalı konuştu.

Türkiye Gençlik Birliği yaptığı çuval eylemleriyle Türk milletinin yüreğine su serpti. Dünyanın dört bir köşesinde Vietnam’da, Küba’da, Afganistan’da, Irak’ta ve Suriye’de ve daha birçok yerde katliamlar gerçekleştiren ABD’nin Türk milletinin yüreğinde infial yaratan bu hadsizliğe karşı, Türk hükümetinin yapamadığını yaptı ve tepkisini haklı protestosu ile gösterdi. TGB, Bodrum, İskenderun, Eminönü’nde, İncirlik’te postalları mazlumların kanlarıyla sulanan ABD askerlerinin kafasına, ezilen milletlerin çuvalını defalarca geçirdi.

ÇUVAL KİMİN BAŞINDA?

4 Temmuz 2003’ün üzerinden 16 yıl geçti, arada çok önemli gelişmeler oldu.

2008 yılında başlayan Ergenekon ve Balyoz tertipleri çöktü, yurtseverler özgür kaldı.

Bölücü açılım politikaları çözüldü, bölücü anayasa girişimleri kaybetti.

Türkiye, 24 Temmuz 2015’ten bu yana PKK karşı, 15 Temmuz 2016’dan beri FETÖ’ye karşı savaşıyor. Her ikisi de ABD’nin piyonu, yani Türkiye ABD’ye karşı savaşıyor.

Fırat, Zeytindalı gibi harekatlarla ABD ve piyonları ciddi darbe aldı. Yeni harekatlar ise kapıda.

Türkiye’nin fiilen NATO’nun dışında olduğu bir süreci yaşıyoruz. Türkiye’nin Rusya ile yaptığı S400 anlaşması da bunun göstergesi.

ABD’nin 2. İsrail koridoru, Türkiye-İran-Rusya işbirliğiyle çöpe atıldı.

Türkiye, ABD rotasından hızla çıkıyor; Asya’da onurlu yerini alıyor.

Görüyoruz ki Türkiye-ABD savaşı sürüyor. Kazanan ise bu sefer Türkiye!

Kuzey Irak’ta kafalarına çuval geçirilen askerlerimizi de ABD’li katil askerlerin mazlumlar dünyasındaki işkencelerini de unutmayız. Artık çuval ABD’nin başında!

Bugün 4 Temmuz. Bugün Türk Ordusu’nun bütün tarihi boyunca en büyük aşağılanmayı yaşadığı günün yıldönümüdür ve derslerle doludur: ABD, Türkiye’nin en büyük düşmanıdır.

Kurtuluş Savaşı’nı vermiş bir milletin evlatları olarak Atalarımıza olan sorumluluğumuzdan, Afganistan’da, Irak’ta, Libya’da, Suriye’de ABD emperyalizminin katlettiği milyonlarca insana olan sorumluluğumuzdan, Amerika’nın kara gücüm dediği bölücü ve gerici terör örgütleriyle savaşan, şehir merkezlerimizde patlatılan bombalarla, haince saldırılarla şehit düşen Mehmetçiklere, polislere, vatandaşlarımıza karşı sorumluluğumuzdan, 4 Temmuz 2003 günü, Irak'ın Süleymaniye kentinde başına çuval geçirilen 11 Mehmetçiğimize ve aşağılamaya kalktıkları Türk milletine karşı sorumluluğumuzdan dolayı ABD yenilene kadar çuvallar ellerimizde… Türk gençliği, dün olduğu gibi bugün ve gelecekte de her hal ve şart altında ülkesinin ve insanlığın yararına olacak eylemi gerçekleştirecek. Sorumluluklarından kaçmayacak ve korkmayacak.

Barış Demiralay
TGB Genel Başkan Yardımcısı

tgb.gen.tr

Tarih:
Diğer Haberler