Ütopyalar Ülkesinin Ateş Hırsızı: Hasret Gültekin

Ütopyalar Ülkesinin Ateş Hırsızı: Hasret Gültekin

Hasret Gültekin, atölyesi Anadolu olan bir sanatçı. Bir bilim adamı titizliğiyle dokundururdu parmak uçlarını tellere. Emekçi halkın kültürel zenginlikliklerini temel almıştı,onun üzerinde yükseltmişti sanatını. Gitarı da, nefesli sazları da, piyanoyu da çalmayı bilirdi. Kabak kemaneyi, kavalı, tarı öğrenirken son derece ciddi ve sistemli olduğu herkesçe vurgulanır.Kimi zaman bir halk ozanını tanımak, yaşamını ve şiirlerini, sesini kaydetmek için ücra şehirlere gittiği olmuştu. Geleceğini, halk kültürünü toprağın derinliklerinden çıkarma araştırmalarına adamıştı."Türkülerimiz enternasyonalist. Bizim iş Mao'nun işine benziyor. Uzun ve sabırlı... Ve hatta 'Uzun Yürüyüş' kadar zor istiklalde olacak. Halk kültürünün sanatsal değerlerini insanlara anlatmak, sevdirmek,benimsetmek... Türküleri ve bağlamayı ne kadar küçümsüyorlar! Bence, kendilerini küçümsüyorlar." derdi.Sadece müzik yaşamında değil; Türkiye Sosyalist Hareketi'nin tarihsel süreçlerini yaşayan insanlardan öğrenirken de aynı titizliği ve çabayı gösterirdi. Siyasi mücedele için bireylerin örgütlü hareket etmesi ve sanatçının da kendisini toplumdan soyutlamaması gerektiğini en çok söyleyenlerdi. Sahaflardan çıkmayanlardandı.Öğrenmeyi bir yaşam biçimi olarak edinenlerdendi. Bu nedenle arkadaşları ona "Sahaf Kurdu" diyordu. Turan Dursun'u okuduktan sonra, "Bilinç sıçraması yaşıyorum, ufkum açıldı." diyordu. Çevresindeki bir çok kişiye Turan Dursun'un "Kulleteyn" kitabını armağan ediyordu. Hayatı ciddiye alanlardan, insanlığın kurtuluş günü için savaşanlardandı. Baba olacağını öğrendiği ilk anda telefon kulübesinden dışarıya fırlayarak Taksim'de, parmaklarıyla çirtik çalarak efeler gibi zeybek oynamıştı. Ve arkadaşı Kadir Karakoç'un lafını "Baba oluyorum,artık bir değil iki Hasret'le uğraşacaksınız. İşiniz çok zor!" diyerek kesmişti.2 Temmuz sabahı bir lokantada arkadaşı Kadir Karakoç'la kahvaltı yapmışlardı. Bir gün önce Aziz Nesin'e saldırılar olduğu için temkinli davranmaları gerektiğini konuşuyorlardı. Ankara'dan 2 Temmuz sabahı gelen Ali Çağan "Herkes Aziz Nesin'in niye getirildiğini tartışıyor." dediğinde Hasret Gültekin, "Aziz Nesin gelmezse bu şenliğin bir anlamı olur mu?" diyerek tartışmaların gereksiz olduğunu belirtmişti.2 Temmuz sabahı gerici kalkışma sonucunda yaşanan acı katliamda kaybettiğimiz Hasret Gültekin'i ve yaşamlarını kaybeden tüm aydınları saygıyla anarken cümlelerimizi 68 kuşağının saygın devrimcilerinden Hasan Yalçın'ın Hasret Gültekin için yazdıklarıyla bitirelim.Çiçeği Yakılan Ağaç"Yaşadıklarımıza inanamıyorum. İnanabilseydim ağlayacaktım. Daha doğrusu, ağlayabilseydim inanacaktım.Gerçekdışı bir dünyada yaşıyoruz sanki. Daha doğrusu, Türkiye gerçek dışı bir dünyada yaşıyor. Biz, o gerçekdışı dünyanın seyircisi gibiyiz. Olmamış şeyleri, olmamakla olan şeyleri seyretmekteyiz.Hasret Gültekin'i düşünüyorum. 1 Mayıs'tan hemen önce Ankara Resim Heykel Müzesi salonunda Aydınlık için çalıp söylüyor. Yaratıcı parmakları önce sessizliği tattırıyor dinleyiciye. İnsanlar nefeslerini tutuyorlar. Coşku geliyor sonra, insanların içini sevinç dolduruyor. Daha sonra, Rebetiko konseri veren Yunanlı dostlarla birlikte çalıyor. Yunan, Türk ve Kürt halkları müziğin yumuşak kollarında buluşuyorlar. Fuayede şakalaşıyoruz. "Hasret seyirciye cilve yap biraz, gönlünü kazan." diyorum. Derin bakışlarıyla beni inceliyor. Alışılmış sanatçılardan değildi.Ve o güzel çocuk yok şimdi. Yaktılar onu. Parmaklarının sıcaklığını özleyecek saçı."Aykut Diştgb.gen.trKaynakça: Ütopyalar Ülkesinin Ateş Hırsızı Hasret Gültekin,Ütay Yayınları-1,1994

Tarih:
Diğer Haberler