

YAZAR
23-24 Ocak 2017 tarihlerinde İran, Rusya ve Türkiye heyetleri Kazakistan’ın başkenti Astana’da bir araya geldi. Aynı zamanda Suriye ve muhalif gruplar, 2011 yılında başlayan savaşta ilk kez bi araya da gelmiş oldu. ABD’nin sadece Astana elçisi düzeyinde katıldığı görüşmelerden sonra İran, Rusya ve Türkiye tarafından alınan kararlar Kazakistan Dışişleri Bakanı Abdrakhmanov tarafından açıklandı. Abdrakhmanov’un okuduğu bildiride 30 Aralık 2016 tarihinde yürülüğe giren ateşkesin güçlendirilmesi, Suriye’deki savaşın askeri değil sadece politik yollarla çözülebileceği, IŞİD ve El-Nusra gibi terörist örgütlerin muhalif gruplardan arındırılması ve bu terörist örgütlere karşı ortak mücadele kararların alındığı açıklandı.
Uçak düşürme krizinden sonra bozulan Türkiye-Rusya ilişkileri 9 Ağustos 2016 tarihinde Erdoğa'nın Sankt Peterburg ziyareti ile birlikte düzelme sürecine girmişti. Ekim ayında iki ülke tarafından imzalanan ekonomik anlaşmalar, Rusya’nın Türkiye’ye yaptırımları kaldırması, uzun süredir konuşulan Türk Akımı projesinin TBMM ve DUMA’da onaylanması, TSK ve Rus Ordusunun El Bab’a düzenlediği ortak operasyonlar, dünya üzerinde Amerikan emperyalizmine karşı mücadele veren ülkelere umut oldu. Aynı zamanda Şanghay İşbirliği Örgütü’nde görev üstlenen Türkiye’nin Mustafa Kemal’in 90 yıl önceki fikirlerini uygulayabileceğini gösterdi. Astana görüşmeleri ile birkez daha Türkiye, emperyalizm ile ilişkilerini birer birer kopardığını dünyanın mazlum ülkelerine gösterdi. Suriye’de Kurtuluş Savaşı veren Suriye askerine, Yemen’de Suudi işgaline direnen milislere, Doğu Ukrayna’da NATO’cu Nazi cuntasının katliamlarına karşı koyan sosyalistlere savaşı kazanabileceklerini gösterdi. Çin’in ipek yolu projesiyle birlikte ekonomisi ABD’ye bağımlı hale gelen ülkere hatta Almanya ve Fransa gibi ülkelere bile bir çıkış yolu olduğunu gösterdi. ABD’ye dünyanın kendi hegemonyası altında olmadığını, dünyanın artık tek kutuplu olmadığını gösterdi dünyaya Astana.
ABD Senatörü Ben Cardin’in “Rusya bize Suriye’deki iç savaşı bitirmemiz için yardımcı olabilir” sözleri de ABD’nin eskiden yaptığı gibi ülkelere müdahale edemediğini, ekonomisinin eskiden olduğu gibi ABD’nin istediği gibi hareket etmesini desteklemediğinin farkında. 2016 yılında Brezilya’da gerçekleşen Amerikancı darbe ile Cumhurbaşkanı Rousseff’in görevden alınması ile birlikte yerine getirilen Cumhurbaşkanı Michel Temer tam olarak ABD’nin yanında yer alamadı. Filipinler Devlet Başkanı Rodrigo Duterte’nin ABD’ye karşı çıkışı da göstermiştir ki dünyada 1980'li yıllarda azalan anti-emperyalist mücadele yeniden güçlenmiştir. Yine 2016 yılında Venezuela’daki darbe girişiminin başarısız olması ABD’nin bölgedeki hakimiyetinin ne derecede zayıf olduğunun göstergesidir. 20. yüzyılın başında Atatürk ve Lenin gibi emperyalizm ile mücadele edenler, bugün de Astana görüşmelerinde yan yanalardır. Avrasya yeniden dünyanın lokomotifi haline gelmiştir. Sadece Asya değil onun müttefikleri olan Çin, Rusya, İran, Türkiye, Hindistan, Venezuela ve Küba da Astana’dadır. Şanghay İşbirliği Örgütü, Avrasya Ekonomik Birliği ve BRICS, Amerikan hegamonyasının çöküşünün temelini atmıştır.
Bu girişimler dünyanın en büyük anti-terörist ülkesi olduğunu iddia eden ABD’yi geçmişte olduğundan daha büyük bir terör ihracatçısı yapmış, Türkiye’de, Irak’ta, Fransa’da, Almanya’da patlattığı bombalarla, aldığı canlarla bu ülkeleri kontrolünde tutmaya çalışmış yada yeniden kontrolüne almaya çalışmıştır. Sovyetler Birliği dönemimde karşısında olan düşmandan fazlası var bugün ABD’nin karşısında. Dünya yeniden çift kutuplu ve ABD eskisi gibi dünyada at koşturamıyor, en ufak hareketinde karşısında Atatürk’ü, Lenin’i, Mao’yu görüyor. Karşısında tüm dünya var.
Deniz Bozkır
TGB Uluslararası İlişkiler Bürosu Rusya Masası Sorumlusu
tgb.gen.tr