Boğaziçi Üniversitesi'nde Yalanlara Karşı Gerçekler

Boğaziçi öğrencilerinin kampüste yürüttüğü haklı mücadelesinin yanında, sokaklardaki terör gruplarının yürüttüğü provokatif eylemlerin karşısındayız.

Boğaziçi Üniversitesi'nde Yalanlara Karşı Gerçekler
Başak Akçakın
Başak Akçakın
YAZAR

Birkaç gündür sosyal medyanın yarattığı suni gündem ile karşı karşıyayız. "Aşağı bakmayacağız" sloganlarıyla Türk polisini hedef alan paylaşımların ne kadar doğru olduğu araştırılmadan pek çok insan tarafından bu paylaşımlar yapıldı. Hiçbir doğruluk payı olmayan bu haberin bu kadar yayılması kendimizi sorgulamamız gereken bir noktada olduğumuzun göstergesidir. Ama kendimizi sorgulamadan önce haberin doğruluğunu burada birlikte sorgulayacağız.

Boğaziçi Eylemleri Nasıl Başladı Nereye Gidiyor?

1 Ocak günü Resmi Gazete ’de yayımlanan karar ile Boğaziçi Üniversitesine yapılan rektör ataması nedeniyle Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri tarafından protesto edildi.

Üniversitelerin özgür, demokratik bilim yuvaları olması gerekmektedir. Bu özgür ve demokratik üniversitelerin var olması, kendi özerk yapılarında kendi rektörlerini atamaları en doğal haktır. Bu sebeple Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerinin haklı mücadelesinin ve demokratik üniversitenin yanında yer almaktayız. Fakat öğrencilerin bu haklı mücadelesi çeşitli grupların eyleme katılarak farklı bir yöne getirmesiyle terör sorunuyla karşı karşıya kaldık.

4 Ocak Pazartesi günü yapılan protesto Boğaziçi öğrencilerinin ortaklaşan isteklerin ve hedefinin dışına çıktı. Protestoda PKK terör örgütünün marşları söylenerek, polise ve güvenlik güçlerine karşı kışkırtmaların olduğu ve yalan haberlerle Türk polisine ve devletine karşı düşmanlık, güvensizlik ortamı yaratmaya çalışan çeşitli terör örgüt mensupları Boğaziçi öğrencilerinin haklı mücadelesini kendi çirkin siyasetlerine alet etmeye çalışmıştır.

Türkiye’de hükümet karşıtlığı kullanılarak devlete, polise ve askere karşı düşmanlık ortamı yaratmaya çalışanlar ABD emperyalizminin amaçlarına hizmet etmektedirler.

Biden Taraftarları İş Başında

2019 yılında yayınlanan Gölge CIA diye bilinen RAND Corporation raporunda ABD’nin Türkiye üzerindeki yeni stratejik planlarını içeren ve Biden öncülüğünde de açıklanan planlar ortaya çıktı.

ABD’nin 15 Temmuz 2016 öncesinde Türkiye’deki etkisi FETÖ paralel devleti ile yürütülmekteydi. 15 Temmuz’da FETÖ’nün yenilmesiyle ABD Türkiye’deki konumlanmasını kaybetti ve darbe ile Türkiye’yi yıkma girişimleri bozguna uğramış oldu. Bunun üzerine ABD emperyalizmi Türkiye’de yeniden var olabilme yollarını aramaya başladı. Bu yolun Türkiye’deki "İktidar-Erdoğan karşıtlığı" üzerinden, muhalefeti destekleyerek ve muhalif çatıda buluşturduğu kitleyi de arkalarına alarak turuncu devrim yoluyla kazanabileceklerini düşünmektedirler. Muhalefet güçlerini kullanarak Türkiye’de devlete, askere, polise karşı düşmanlık siyasetlerini ortaya koymuşlardır. Bu yeni planın mesajlarını Biden’ın yapmış olduğu konuşmada açıkça görmüş olduk.

Biden ‘Türkiye’de darbe ile değil seçim ile kazanırız. Bunun için de muhalefeti Erdoğan’a karşı açıkça desteklemeliyiz ve cesur davranmalarını sağlamalıyız.’  Bu sözlerle ABD’nin RAND raporuyla da sunduğu Türkiye üzerindeki yeni planını açıkça dile getirmiş oldu.

Biden’in açıklamasından sonra Kılıçdaroğlu’ndan gelen Demirtaş övgüleri, Mehmetçik sınır ötesinde PKK ile mücadele ederken Akşener’den Türk askerine gelen "Tosuncuklarınızı alın" hakaretleri,  Türkiye’nin bütünlüğüne ve bağımsızlığına düşman olan FETÖ’cülerin ve PKK yanlısı olan Demirtaş’ların "demokrasi ve özgürlük" adı altında hapishaneden çıkarılmasına yönelik çağrıların yapılması tesadüf değildir.

Türkiye’de ABD emperyalizminin planlarına hizmet eden Biden tayfası "hükümet karşıtlığı" üzerinden yürütülen Türk devletine, askerine ve polisine karşı yalan haberlerle güvensizlik ve düşmanlık ortamı yaratmaya çalışmaktadır.

Bugün de Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerinin haklı mücadelesini kirleterek, Mehmetçiği şehit eden PKK terör örgütünün marşlarını söyleyerek, açıkça Türk polisi ve askerine düşmanlık yaratılmaya çalışılmaktadır.

Sosyal Medyada Olan-Gerçekte Olan

Boğaziçi Üniversitesi Güney Kampüsü girişinde 1 Şubat 2021 Pazartesi günü yapılan izinsiz gösteriler sırasında Cumhuriyet Başsavcılığı talimatıyla İl Emniyet Müdürlüğü tarafından gözaltına alınan 108 öğrencinin olması ve sosyal medyanın iddia ettiğine göre polisin öğrencilere "aşağı bak" diye bağırdığı söylenmektedir.

Gerçekte olana baktığımızda ise kaydedilmiş videoda polisin "Aşağıdan gidin" dediğini görmekteyiz. Yani sosyal medyada yayılan "Aşağı bakın" iddiasının yalan olduğunu görüyoruz. Bununla birlikte gözaltına alınan 108 öğrencinin sadece 7’sinin Boğaziçi Üniversitesi öğrencisi olduğu, kalan 101 kişinin Boğaziçi Üniversitesi öğrencisi olmadığı ortaya çıkmıştır. 19’unun DHKP-C, 23’ünün MLKP, 9’unun PKK terör örgütüyle ilişkili olduğu açıklanmıştır. Daha önce de gözaltına alınan 36 kişiden 33 kişinin öğrenci olmadığı ortaya çıkarılmıştı.

Bu yalan haberler ile Boğaziçi Üniversitesi’nde haklı mücadelesini yürüten öğrencileri kullanarak, Mustafa Kemal Atatürk’ü kullanarak, Türk polisini ve devletini hedef alan paylaşımların perde arkasını görmek bizim sorumluluğumuzdur.

Belirli terör örgütlerin kullandığı ve yönettiği sosyal medya hesaplarından çıkan suni gündemler ve ayaklanmalar bizleri yalan haberlerle Türk polisi ve askerine karşı konumlandırmayı amaçladıkları çok açıktır.

Bugün sahte solun kullandığı, temeli olmayan argümanlara karşı Türk gençliği uyanık olmalıdır. Yalan haberler üzerinden Türk milletinin devletiyle, askeriyle ve polisiyle birlik ve beraberlik içinde olan kültürüne çomak sokmak isteyenler, öğrencileri ve Atatürk’ü kullanarak yalan haberlerini boyamak peşindedirler.

Polisin "aşağıdan gidin" uyarısını "aşağı bak" yalanıyla provokasyon yapanlar Türk askerinin ve polisinin onurlu tarihini ve kültürünü hedef almaktadır. Bu provokasyonları yapan sahte solun sahte haberlerini sorgulamak, doğruyu bulmak bizlerin sorumluluğudur.

Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerinin haklı ve meşru mücadelesini kullanmaya çalışanlara geçit vermemeliyiz. PKK, DHKP-C gibi terör örgütlerini kullanarak, Rand Corporation raporunda açıklandığı gibi muhalefeti destekleyerek, kampüsün dışına çıkan eylemler Boğaziçi öğrencilerinin dışında gerçekleşen sokaktaki provokatif eylemlerdir. Bu eylemleri Boğaziçi öğrencilerin yaptığı eylemlermiş gibi gösteren ve onları destekleyip sokaklara çağıran, polise ve devlete karşı kin, nefret, düşmanlık algısı yaratmaya çalışan ABD destekli gruplar sokaklarda iş başındadır. ABD emperyalizminin "İktidarı yıkıp turuncu devrim gerçekleştirme" stratejisini bugün Boğaziçi öğrencilerinin içinde olmadığı ve istemediği "katil polis, katil devlet" sloganlarının atılmasıyla görmüş olduk.

Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerinin esas istekleri açık ve nettir. Boğaziçi Üniversitesi, rektörü kendi seçimiyle atamalıdır. Bu haklı isteği ve mücadeleyi, görevi Biden’den alan sahte solun provokatif eylemlerle gölge altında bırakmasına müsaade etmemeliyiz. ABD emperyalizminin Türkiye içindeki birlik ve beraberliği bozma girişimine karşı uyanık olmalıyız.

Boğaziçi Üniversite öğrencilerinin kampüste yürüttüğü haklı mücadelesinin yanında, sokaklardaki terör gruplarının yürüttüğü provokatif eylemlerin karşısındayız.

Bugün Türk Devletinin neferi olan Türk askeri ve polisi milletinin yanındadır. Sınır ötesinde güvenliğimiz için şehit düşen Mehmetçik, korkusuzca savaşan Fethi Sekinler, gözünü kırpmadan can veren Ömer Halisdemirler Türk milletinin yanındadır.

Atatürk gençliği olarak, demokratik değerlerimizi ve ülkemizin birlik ve beraberliğini korumaya hazırız.

Bu vatan uğruna can veren, Türk milletinin yanında olan Türk askerimizin ve polisimizin yanındayız.

Başak AKÇAKIN

TGB İZMİR İL YÖNETİCİSİ

tgb.gen.tr

Tarih:
Diğer Haberler