
Elinde çantası; önünde muzu, elması; elinde bir odun Lamarck’mış Darwin’miş umrunda değil. Odundan geldik efendim pek tabii. DNAlar ilimsiz, Nötronlar akılsız, protonlar bilgisiz… 21.yy’da Uludağ Üniversitesi'nde ‘ışık’ saçan söylemler(!)
17 Aralık 2015 perşembe günü Uludağ Üniversitesi ‘aydınlatıcı’ bir etkinliğe ev sahipliği yaptı. Prof. Dr. Mete Cengiz Kültür Merkezi’nin Büyük Salonu’nda ‘Çağın Alimi : Bediüzzaman Said Nursi’ etkinliği gerçekleştirildi. Sivil Düşünce Topluluğu’nun düzenlediği etkinliğe konuşmacı olarak hiçbir akademik unvanı olmayan, üniversitelerin bilime dayalı, araştıran ve sorgulayan yapısını hiçe sayan bir konuşmacı getirildi. Sözde konuşmacımız ‘Çantacı Necmi Abi’ cumhuriyet rejiminin temel düzenini yıkmak suçundan 1935 yılında yargılanıp hapse mahkum edilen, Kürt Teali Cemiyeti’nin üyesi, İngiliz ve Amerikan işbirlikçisi bir vatan hainini; bir alim, bir yol gösterici ve hatta bir peygamber olarak tanıtıp yüceltti.
Konferans salonuna girişte kadın ve erkek öğrenciler ayrı merdivenlerden çıkıp, ayrı kapılardan içeri girerek, ayrı yerlere oturdular. Bu ayrıştırıcı, cinsiyetçi yaklaşım; her gün sınıflarımızda aynı sırada oturduğumuz, yemekhanede aynı sırada beklediğimiz arkadaşlarımızla aramıza bir set çekip bizleri 19.yüzyılın haremlik-selamlık düzenine geri götürdü. Konuşmacı salondaki başı açık kadın öğrencilerin kendilerini erkeklere baktırmak için açık olduğunu ve erkeklerin her başlarını çevirdiğinde bir sevap kazandıklarını söyleyerek 21.yy da salonu adeta ortaçağ atmosferine soktu.
Çantacı Necmi ‘ağlayarak’ başladığı konuşmasında; gençliğinde Said Nursi’nin ışığını(!) bir türlü yayamadıklarını, devlet tarafından Said Nursi’nin risalelerinin dağıtılmasının yasaklandığını ve bu yüzden hapis yattığını anlattı. Şükrederek bugün üniversitelerde Said Nursi’nin (sapkın) fikirlerini yaymakta herhangi bir zorluk çekmediklerini hatta üniversite yönetimlerinin kendilerine fazlasıyla destek olduğunu belirtti. Şovmenimiz Çantacı Necmi kah risalelerden parçalar okuyarak kah bilime, cumhuriyet devrimine hakaretler savurarak konuşmasını sürdürürken; cumhuriyet devriminin kadroları için ‘şerefsiz’ diye salonda çığlıklar atarken Sivil Düşünce Topluluğu yöneticileri ağızlarından salyalar saçılarak salonu coşturdu.
Ulu önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ü aşağılamanın, cumhuriyetin ilk kurulduğu yıllara ‘istibdad-ı mutlak’ yani sınırsız baskı, diktatörlük olarak tanımlamanın cumhuriyetin üniversitelerinde yeri yoktur, hiçbir zamanda olmayacaktır.
Konuşmacının da açıkça belirttiği gibi Nurculuk düşüncesini yaymak ve meşrulaştırmak için yapılan bu etkinlik bilimsel eğitimin, akademik düşünce yapısının odak noktası olduğu üniversitemizin misyonuna tam bir hakarettir. Üniversitelerimiz cemaatlerin, tarikatların, vasıfsız insanların propaganda yapabilecekleri yerler değildir ve hiç bir zamanda olmayacaktır. Üniversiteler bilimin, cumhuriyet devriminin ve değerlerinin korunacağı kurumlardır. Cumhuriyetin üniversitesinde hiç kimse eline bir odun parçasıyla çıkıp ‘Biz bundan geldik’ diyerek bilime meydan okuyamaz. Bilimi yok saymak gericiliktir. Bu ülkenin bilim insanları, akademisyenleri, aydınları var. Bilim hurafelerle, sapkın bir adamın kitaplarıyla açıklanabilecek bir kavram değildir Konuşmacı köklerimizin Said Nursilerden, İskipli Atıflara dayandığını söylemektedir. Bizler köklerimizi bu gerici meczuplara değil; Namık Kemallere, Şinasilere, Kubilaylara, Nazım Hikmetlere, Uğur Mumculara, Bahriye Üçoklara ve cumhuriyet devriminin önderi Mustafa Kemal’e dayandırıyoruz.
Bu doğrultuda Bilim ve Düşünce Topluluğu olarak bilimin ve cumhuriyet değerlerinin hiçe sayıldığı, Nurculuk düşüncesini yaymak amacıyla yapılmış olan bu etkinliği üniversitemizin Spor, Kültür ve Sanat Müdürlüğü’ne bildirerek gereğinin yapılmasını istedik. Kısa zaman içinde karar alan Spor, Kültür ve Sanat Müdürlüğü’de okuldaki tüm topluluk danışmanlarına bir yazı göndererek etkinliklerin üniversiteye uygunluğuna dikkat edilmesi gerektiğine dair uyarı da bulundu. Bizde bir kere daha buradan uyarıyoruz. Üniversiteler gericiliğin değil, aydınlanma ve bilimin yuvasıdır. Bizler cumhuriyet gençliği olarak gericiliğe karşı her zaman dimdik ayakta duracağız!
