Çocuk kanıyla Hümanizm

tgb.gen.tr Genel Yayın Yönetmeni Özgür Altınbaş yazdı:"Çocuk kanıyla Hümanizm"

Çocuk kanıyla Hümanizm

YAZAR

Türkiye'de Hümanizm Hayaleti Dolaşıyor

 

Hümanizm denilince akla ilk olarak haliyle insan geliyor. Dar anlamda kelime anlamına baktığımızda: akıllı insan varlığını tek ve en yüksek değer kaynağı olarak gören felsefi akımdır

Toplumda algılandığı üzere hümanist kavramı, insanı merkeze koyan ve insanı en değerli kılan olgusunu oluşturur. Peki Türkiye'de bu durum nasıl? Türkiye'de bu biraz salt vicdana bırakılmış bir olaydır. Akıldan, bilimden yoksunluğu ve salt vicdanı hümanizm olarak yorumlamak büyük ölçüde yanlışa düşürmektedir.

Türkiye'de hümanizm bir hayalet olarak dolaşmakta. Her dönem değil yalnızca bazı dönemlerde karşımıza çıkmaktadır. Sistemin araçları bazen size "hümanist" olmanız gerektiğini söylerken bazen olmamanız gerektiğini söyler. Bu farkındalığı size sistem öğretir, sonradan öğrenmiş olursunuz. Sınıfsal ve stratejik düşünmeden sistem önünüze "vicdanı" koyar. Tarihte yaşanan olayları, stratejik ve sınıfsal olarak tahlil edip yorumlamamız gerekir. Salt olarak vicdanen yorumladığımız vakit büyük bir yanılgıya düşeriz. O yanılgı bizi geri dönüşü olmayan felaketlerin içerisine sokabilir.

 

Türkiye'de Öğretilen Vicdan ve Hümanizm

 

Dün gece(13 Ocak 2015) Diyarbakır Çınar İlçe Emniyet Müdürlüğü ve Polis Lojmanlarına PKK tarafından bomba yüklü araçla saldırı gerçekleştirildi. Ölen yurttaşlarımızın içerisinde 5 aylık, 1 yaşında ve 5 yaşında çocuklar var. 5 aylık bebeğimizin vücudu yanmış bir şekilde binadan çıkarıldı. Cayır cayır yanan minik bir beden...

Türkiye, bu çocuk ya da bebek katliamlarını yeni mi yaşıyor? Bir çok acı olaya tanıklık ettik. Bunların bir çoğunda PKK başroldeydi.

Başbağlar'ı hatırlar mısınız? Köylerin basılarak çocukların katledildiği dönemleri... Ve yaşadığımız son olayla bir acıyı daha yaşadık.

Bu olaylar yaşanırken Türkiye'de ara ara toplumun bir kesiminde ''hümanizm'' çığırtkanlığı başlıyor. Akademisyeninden, doktoruna, hukukçusuna kadar gidebiliyor bu. Ama bu hümanizm her çocuk ya da yetişkin ölümünde ortaya çıkmıyor. Yalnızca stratejik olarak PKK'yı ilgilendiren ya da PKK'ya karşı yapılan operasyonlarda ortaya çıkıyor, çıkartılıyor. Vicdanları yalnızca bu dönemde sızlıyor. Tabi o vicdan yola döşenen 1 tonluk mayının şehit ettiği polisleri görmez. O vicdan evini vermediği için PKK'lılar tarafından infaz edilen 70 yaşındaki Cizreli Selahattin Bozkurt'u görmez. Ailelerinden zorla koparılarak dağa çıkartılan çocukları görmez. O öyle bir vicdandır ki, 5 aylık diri diri yanan bebeğin kanıyla ''çocuklar ölmesin'' yazmaktır, utanmadan, sıkılmadan. Çürümüştür, köhneleşmiş vicdandır o.

Halktan hiç bir şekilde destek alamayan PKK, şiddet yoluyla halka otoritesini kabul ettirmeye çalışıyor sonuç ise on binlerce göç ve ölüm, PKK'yı sıkıştığı köşeden çıkartmak için ''çocuklar ölmesin'' propagandasını yapmak en büyük çaresizliklerinin göstergesidir. Çocukların neden ve nasıl öldüğü umurlarında değildir çünkü. O soruyu asla sormazlar kendilerine. O kadar çaresidirler ki, PKK'ya karşı yapılan operasyonu desteklerseniz ''çocuk katili'' sıfatını damgalarlar size. Bu propagandayla amaç yalnızca PKK'yı kurtarmaktır. Kıyıya vuran Aylan bebeğe üzülüp, emperyalizmle işbirliği onların yaptığı en iyi iştir.

 

Türk Milleti'nin PKK'yla Olan Kesin Mücadelesi

 

Çatışmayı şehrin içerisine taşıyan, onlarca çocuğu ve sivili ateşin içine atan, on binlerce yurttaşımızı doğduğu, büyüdüğü, suyunu içtiği yuvalarından göç etmek zorunda bırakan silahlı bir terör örgütünü görmezden gelip, suçlu ''T.C''dir, ''suçlu devlettir'' kalıplarını asla ağızlarından düşürmeyerek asıl amaçlarına hedef göstermektedirler. Amaç Cumhuriyet'i reddetmektir, feodalizmi savunmaktır. Cumhuriyet'i reddeden harekete destek verip propagandasını yapmak bile bile katliama ön ayak olmaktır. Bu suçun acısını da bölgedeki halk çekmektedir.

Hiç bir vicdan çocukların ölmesini kaldıramaz. Çocuklar ölmesin diyen akademisyenlerden, doktorlardan, hukukçulardan samimi olmalarını istiyoruz. Yıllarca çocukları, sivilleri, askerleri kurşunlamış PKK'ya tavır alamadan çocuklar ölmesin diyemeyiz. Gerçek barış ve huzurun yolu PKK'ya karşı gelmekten geçer.

Amerikan emperyalizminin taşeron örgütü PKK'yı temizlemeden bölgede huzur ve demokrasiden bahsedemeyiz. Etnik çatışmaları bölgede alevlendiren PKK'nın temizlenmesi birinci şart olarak önümüze koymak gerekir. Otoritesini katliamlarla kabul ettirmeye çalışan, okulları, hastaneleri yakarak bölgede yaşayan çocukların geleceğini karartan PKK'dan kurtulmak için bölge halkıyla bütünleşmek ve onların arkasında durmak en büyük görevlerimizden birisidir. ABD'nin PKK ile yürüttüğü kanlı siyasetlerine ortak olmayacağız ve milletimizle birlikte PKK'ya karşı mücadeleden bir adım geri atmayacağız.

Hiç bir vicdan çocukların ölmesini kaldıramaz. Çocuklar ölmesin diyen akademisyenlerden, doktorlardan, hukukçulardan samimi olmalarını istiyoruz. Yıllarca çocukları, sivilleri, askerleri kurşunlamış PKK'ya tavır alamadan çocuklar ölmesin diyemeyiz. Gerçek barış ve huzurun yolu PKK'ya karşı gelmekten geçer..Diyarbakır'da kaybettiğimiz yurttaşlarımızı anıyor ve yakınlarına baş sağlığı diliyoruz.

Özgür Altınbaş/TGB.gen.tr Genel Yayın Yönetmeni

 

Tarih:
Diğer Haberler