

YAZAR
Yıl: 1921
Zorluklara göğüs geren muzaffer Türk Ordusu, yine zafere olan inancının eşiğinde yeni bir döneme girmiştir. Çanakkale’de tek vücut memleket olan halk, ata yadigarı toprağına göz koyanlara karşı tüm gücüyle direnmiştir. Denize dökülen düşman, bu sefer de Yunan ordusu önderliğinde Ankara’ya harekat hayali kurmuş ve adımını atmıştır. Fakat Mehmetçiğin zafere olan inancını yıkamamıştır. Milli Mücadele zaferimizin anahtarı Türk halkının elindedir. Bu fedakar halk, elindeki varını yoğunu gazi ordusuna bağışlamıştır. Fedakarlığın temelini devrimci bir duruş sağlamıştır. Atatürk, zaferi ve başarıyı şöyle açıklıyordu: “Zafer, zafer benimdir diyebilenindir. Başarı ise başaracağım diye başlayarak sonunda başardım diyenindir.”
Başkumandan Mustafa Kemal Paşa, Türk milletine bağımsızlığın rotasını gösterdiği “Ulusal Yükümlülük Emirleri”ni tek tek sıralamaktaydı:
1. Her ilçede bir tane Tekâlif-i Milliye Komisyonu kurulacak.
2. Halk, elindeki silah ve cephaneyi 3 gün içinde orduya teslim edecek.
3. Her aile bir askeri giydirecek.
4. Yiyecek ve giyecek maddelerinin %40'ına el konacak ve bunların karşılığı daha sonra geri ödenecek.
5. Ticaret adamlarının elindeki her türlü giyim eşyasının %40'ına el konacak ve bunların karşılığı daha sonra geri ödenecek.
6. Her türlü makineli aracın %40'ına el konacak.
7. Halkın elindeki binek hayvanlarının ve taşıt araçlarının %20'sine el konacak.
8. Sahipsiz bütün mallara el konacak.
9. Tüm demirci, dökümcü, nalbant, terzi ve marangoz gibi iş sahipleri ordunun emrinde çalışacak.
10. Halkın elindeki araçlar bir defa olmak üzere 100 km'lik mesafeye ücretsiz askeri ulaşım sağlayacak.
Ulus, el birliğiyle ulus olmuştur. Türk Devriminin altında karşılıksız iki çift çorabının birini, iki çift çarığın bir çiftini vatanına bağışlamak yattığını bir kez daha görüyoruz. Sömürüyü ve yokluğu dize getiren halkın devletine duyduğu güven olmuştur. Milli Mücadele’ye adanan ömürler ülkemizin evresini değiştirmiş, hür ve bağımsız cumhuriyete emin adımlarla ulaşılmıştır.
Yıl: 2020
Asya uygarlığının çelik çekirdeği olan Çin Halk Cumhuriyeti’nde başlayan koronavirüs salgını, dünyanın büyük bir bölümünde de hissedilmeye başladı. Batı ülkelerinin liberal, bireyci anlayışı virüs felaketinin büyümesine yol açtı. Bu ülkelerin başını ABD, İtalya ve Fransa çekmektedir.
Çin Halk Cumhuriyeti’ni başarıya götüren ise topyekûn kamucu, halkçı mücadele olup virüs salgınının sona ermesini sağladı.
Bugün ise Türkiye, milletiyle, sağlık çalışanları ile omuz omuza vererek dosta düşmana birlik gücünü göstermektedir. Devletimiz geçtiğimiz günlerde tarihe geçecek çok önemli bir kararın sonucunu bizlere duyurdu: Milli Dayanışma Kampanyası.
Biz Bize Yeteriz Türkiyem!
7’den 70’e, vatanına göz koyanlara boyun eğmemiş Türk milleti, yanı başındaki ihtiyaç sahibi komşusu için yardım seferberliğine kol kanat germiştir.
Mehmet amca dört ineğini, üç kahraman şehidimizin anası Muzaffer teyze de emekli maaşını devletimizin başlattığı kampanyaya bağışlamıştır. Sanayicilerimiz, esnaflarımız ve emekçilerimiz korunaklı tıbbi malzemeler üretmeyi vatan görevi bilinciyle yerine getiriyorlar. Bu fedakar halkımız alırken en arkada, verirken ise en önde yer almaktan daima gurur duyandır. Ülkemize uğrayan bu kara günleri, olanın olmayanlara vereceği desteklerle aşacağız.
Kirli sesler ise el birliğimizden hoşnut olmadıklarını açık açık ifade ederek tarih yazdığımız Milli Mücadele dönemindeki başarımızın temelini, Anadolu insanımızın deyimini kulak ardı etmişlerdir.
“Varımız, Yoğumuz Milletimize Feda Olsun!”
Derde derman olmak yerine, halkımıza dert aşılayanlar tarihin yazacağı sayfalardan kendilerini koparıp atmaktadırlar!
Devletimizin virüse karşı yürüttüğü güçlü mücadeleyi, alınan tedbirlerin önemini yok sayan devlet düşmanları kışkırtıcı tutumlarını devam ettiriyor. Kör olmalarının ötesinde yaptıkları konuşmalarından da milletimizi kutuplaştırmaya ve devlet düşmanlığına teşvik etmeye çalıştıkları gözümüzden kaçmıyor.
Batı hayranlığına sarılarak milletimizin zor zamanlarında bile yanında olmama gayretini gösterenler bugün olduğu gibi yarın da halkımızı kucaklayamazlar.
Türk gençliği yolunu şaşıran ve yönünü kaybeden kimselere Atatürk ilkelerinin altı maddesini hatırlatıyor: Cumhuriyetçilik, Milliyetçilik, Halkçılık, Devletçilik, Laiklik, Devrimcilik.
Olcay Dilfaz
TGB Edirne İl Başkanı
tgb.gen.tr