Türklerin En Büyük Devrimcisi: Atatürk

Mustafa Kemal Atatürk, emperyalizme karşı kurtuluşun, karanlığa karşı aydınlığın, ümmete karşı Türk'ün, kula karşı yurttaşın bayrağıdır.

Türklerin En Büyük Devrimcisi: Atatürk

YAZAR

‘’Devrimin amacını anlamış olanların, onu korumaya her zaman güçleri yetecektir’’

Mustafa Kemal Atatürk

Devrim ciddi bir olaydır. Özünde ve yapısında bir eylemdir. Devrimci olmakta ciddi bir olaydır ve bir eylem gerektirir. Yani bir kimse ‘’devrimciyim’’ demekle devrimci olmaz. Sadece ‘’devrimci’’ olduğunu zanneder. Devrimci olmak devrim için pratik mücadeleyi gerektirir. Bu mücadeleyi verenlere devrimci denir. Fakat insanlık tarihinde büyük devrimciler vardır. Bu büyük devrimciler, devrimi gerçekleştirmiş, pratiğe dökmüş ve hayatta doğrulamış devrimcilerdir.

Bu büyük devrimciler arasında Mustafa Kemal Atatürk’ün yeri daha bir ayrıdır. Yaklaşık olarak beş bin yıllık Türk tarihinde sayısız devrimci atılımlar gerçekleşmiş, büyük devrimci önderler çıkmış, Türk milletine önder olmuş ve yeniçağlara Türk milletini taşımıştır. Özünde de Türkler; bağımsızlık aşkıyla yanan, bağımsızlığı için canını veren devrimci bir millettir. Birçok milletten farklıdır Türk milleti. Örneğin her milletin tarihinde, bağımsızlık için kırk kişi ile bir saray basan Aşina-Chie-Shih-Shuai (Kürşad. Bu devrim hareketi rivayet değildir. Çin kaynaklarında yazmaktadır. Sarayı basan kişilerin başında Aşina-Chie-Shih-Shuai vardır. Sarayın içinde arkadaşlarıyla beraber öldürülmüştür. Olayı Nihal Atsız, Sabahattin Ali’ye anlatmış, Sabahattin Ali ‘’Esirler’’ adlı eserini yazmıştır. Daha sonra Nihal Atsız, bu kahramana ‘’Kür Şad’’ ismini vererek romanlaştırmıştır. Romanın çoğunluğu gerçek değildir. Fakat Aşina-Chie-Shih-Shuai’nin sarayı basması ve bir devrim yapmaya çalışması gerçektir.) yoktur. Bağımsız yaşama uğruna tüm dünyaya yayılmış milletlerin sayısı çok değildir. Ve en önemlisi dünyanın en güçlü emperyalist devletlerini, en ağır yokluk durumunda dize getiren ve bağımsızlığını kabul ettiren milletler fazla değildir.
Şüphesiz ki beş bin yıllık Türk tarihinde ki en büyük devrimci Mustafa Kemal Atatürk’tür. Şimdi bu durumu oluşturan nedenlere ve gerçeklere bakalım:
Birincisi Mustafa Kemal Atatürk kişilik olarak baştan aşağı devrimci bir insandır. Devrimciliği en başta bir yaşam tarzı olarak benimsemiş, kendisini çağa göre sürekli yenilemiş ve devrimcileştirmiştir. Devrimci bir yaşam tarzına sahiptir Mustafa Kemal. Halkıyla beraber halktan birisi olmuştur. Mal varlığını milletine bırakmak için özel yasa çıkartan başka bir lider yoktur dünyada. Ama zenginleşmek için özel yasalar çıkartan çok ‘’lider’’ vardır.

“Efendiler, biz hakkımızı koruyup gözetmek, bağımsızlığımızı emin bulundurmak için genel kurulumuzca, milletin bütünlüğümüzce bizi mahvetmek isteyen emperyalizme karşı ve bizi yutmak isteyen kapitalizme karşı milletin tümüyle savaşmayı caiz gören bir mesleği izleyen insanlarız.”

Mustafa Kemal Atatürk

İkincisi, Mustafa Kemal Atatürk’ün yaptığı devrim, çağında yapılan diğer devrimlerden daha güç şartlarda yapılmış ve buna rağmen toplum en ileri seviyeye taşınmıştır. Binlerce yıl kul olarak yaşamış insandan yurttaş, ümmetten millet, feodal imparatorluktan ulusal bir cumhuriyet yaratmak kolay bir iş değildir. Hele ki bu işleri dünyanın en büyük ve en güçlü emperyalist devletlerine rağmen, onlarla savaşarak ve onları yenerek yapmak hiç kolay bir iş değildir! Mustafa Kemal, en nihayetinde bir millet yaratmıştır. Milli bir devlet kurmuştur. 20.Yüzyıl’da gerçekleşen diğer devrimlere baktığımız zaman bu durumu göremiyoruz. Geçtiğimiz yüzyılda yapılan devrimlerde; devrim olmadan önce durumu en ağır olan, insanları en kötü seviyede olan ve devrimcilerin en kısıtlı imkânlara ve şartlara sahip olduğu ülke Türkiye’dir. Kimin ne dediği yahut ne düşündüğü gerçekleri ırgalamaz. Gerçek olan şudur: Dünyada ilk anti-emperyalist kurtuluş savaşını veren ve dünyada ilk kez emperyalistleri yenilgiye uğratan hareketin lideri Mustafa Kemal Atatürk’tür! İşte Atatürk’ün büyük devrimciliği burada yatmaktadır.

"Bireysel saltanata ve onun temsil ettiği uğursuz bir yönetim biçimine karşı çekilen her silah kutsaldır."

Mustafa Kemal Atatürk

Üçüncüsü, Mustafa Kemal Atatürk’ün yaptığı devrimler çağının en ileri ve en aşırı devrimleridir. Halifeliğin kaldırılması sadece Türkiye’yi ilgilendiren bir olay değildir. Tüm dünyada Müslümanları ilgilendiren(!) gerici halifelik kurumu kaldırılmıştır. Aynı şekilde tüm dünya Ortodokslarının merkezi(!) olan Fener Rum Patrikhanesinin tüm Ortodoksların üzerinde ki etkisi ve yetkisi kaldırılmıştır. Altı yüz yıllık saltanat tarihin çöplüğüne süpürülmüştür. Hem de ‘’bazı kellelerin gitmesi’’ uğruna… Saltanatın kaldırılması tartışılırken Mustafa Kemal, meclis kürsüsünde saltanat kaldırılacaktır ‘’fakat ihtimal olunur ki bazı kelleler gidecektir.’’ Demiştir. Bu söz Mustafa Kemal’in büyük bir devrimci olduğunun en büyük kanıtlarından bir tanesidir. Harf devrimi de büyük bir devrimdir. Bir milletin alfabesini bir devrimle değiştirmek, her devrimcinin yapabileceği bir iş değildir. ‘’Erkeğin kölesi’’ olan kadına tüm alanlarda haklar vermek ve kadını köle seviyesinden özgür yurttaş seviyesine yükseltmekte her devrimcinin yapabileceği bir iş değildir.

" Süngü, güç, şeref ve haysiyetin savunamadığı hatlar, başka hiçbir güçle savunulamaz."

Mustafa Kemal Atatürk

Dördüncüsü, Mustafa Kemal Atatürk ‘’Arasız devrimler’ ’den yanadır. Onun için devrim süreklidir ve her defasında daha da ilerlemiştir. Devrimi koruma ve ilerletme yaşamının son anına kadar onun en büyük vazifesi olmuştur. Bursa Nutku olayı, Menemen olayı bunun en büyük örnekleridir. Devrime karşı yapılan en ufak bir kalkışmayı, en büyük şiddetle ezmiştir. Devrimin demir yumruğunu karşı-devrimcilerin tepesinden indirmemiş, o ölene kadar da karşı-devrimciler saklandıkları yuvalardan kafalarını çıkartamamışlardır. Mustafa Kemal Atatürk ülkeyi kurduktan sonra rahatına bakmamış, bir kenara çekilmemiştir. Hatay meselesi en büyük örnektir. Hastalığından dolayı günün dörtte üçünü yatarak geçirmesi gerekirken o, Hatay için dolaşmış, askeri kıtaları ayakta teftiş etmiş, ‘’Atatürk hasta. Hiçbir şey yapamaz’’ diyen Fransızlara karşı, gücünü dimdik ayakta göstermiştir. Hatta Hatay meselesi uzadığı için Cumhurbaşkanlığından istifa ederek Hatay’da bir gerilla savaşı yaparak Hatay’ı kurtarmayı bile planlamıştır. Bu durumu yaveri Kılıç Ali şöyle aktarır:
‘’Atatürk:… ‘Benim kararım şuydu: Cumhurbaşkanlığından istifa ederek, toplayacağım mücahitlerle birlikte sınırı geçmek! Tabii bizi bekleyen Hataylılar da, belki bazı askeri birlikler de bana katılmış olacaklardı. Bu şekilde Hatay meselesini fiilen halletmiş olacaktım. Bu hareketim karşısında tabiatiyle ve çok haklı olarak hükümet beni ve bana katılacak olanları asi ilan edebilirdi.’

Arkadaşlardan biri söze karıştı:

‘Paşam, o zaman ne yapacaktın?’

‘Haa.. İşte o zaman Hatay meselesini hallettikten sonra döner, bu kez de bizi asi ilan edenleri kolundan tutup atar, yine duruma biz hakim olurduk.’’(1)
Atatürk bu konuda çok ciddidir. Hatta Mustafa Muğlalı’ya bu hareket için beş bin kişilik bir kuvvet toplaması emrini verir. Bu plan, Cenevre görüşmelerinde, Hatay’da bağımsız bir Türk devletinin kurulması kararlaştırıldıktan sonra rafa kaldırılır. (2) Ve tüm bunlar olurken Mustafa Kemal Atatürk ağır hastadır! İşte büyük devrimcilik budur! Her daim milletini düşünmek ve onun için cumhurbaşkanlığından, rahattan, makamdan vazgeçmek ve silaha sarılmak! İşte büyük devrimcilik budur!..

‘’Milli benliğini bilmeyen milletler, başka milletlere yem olurlar.’’

Mustafa Kemal Atatürk

‘’Türkiye bir maymun değildir ve hiçbir milleti taklit etmeyecektir! Türkiye ne Amerikanlaşacak ne de Batılılaşacaktır; O sadece özleşecektir!’’

Mustafa Kemal Atatürk

Beşincisi, Mustafa Kemal Atatürk baştan aşağıya millidir ve milliyetçidir. Türk tarihinin en büyük milliyetçisi tartışmasız olarak Mustafa Kemal Atatürk’tür. Çünkü milli Türk devletini kuran kişi odur. Mustafa Kemal’in milliyetçiliği pratikte iki temelden oluşur. Birincisi dışarıda emperyalizme karşı savaşım vermek, ikincisi içeride feodalizme karşı savaşım vermek. Ve bu iki temelin sonucunda milli Türk devletini kurmak. Mustafa Kemal Atatürk’ün milliyetçiliği budur. Mustafa Kemal’in milli benliği her şeyin üstünde tutması, milli tarihine önem vermesi ve sahiplenmesi, milli tarihinden güç alması, onun devrimciliğini yaratan en temel kaynaklardan bir tanesidir. Devrimin olacağı toprağa yani vatana ve devrimi beraber yapacağımız millete yabancı olmak devrimcilik değil, karşı-devrimciliktir! Ve her devrimin bir öncülü vardır. Burada bir zincir söz konusudur. Milli devrimci tarihimiz bizim en büyük dayanağımızdır. Mustafa Kemal Atatürk’te bu bilinçle hareket etmiş, Türk tarihine ilişkin çok ciddi araştırmalar yapmış, özellikle İslam öncesi Türk tarihinin araştırılması ve bilinmesi için Türk Tarih Kurumu’nu kurmuştur. Yani bugün bizler, Türk olduğumuzu biliyorsak, Mete Han’ı, Attila’yı, Bumin Kağan’ı ve nice Türk liderini tanımışsak, bunu Mustafa Kemal Atatürk’e borçluyuz. Milletini seven ve sadece onun için mücadele eden bir devrimci, bizlerin de her zaman yolunu aydınlatmaktadır. Unutmayalım ki kökünü bilmeyenler, var olamazlar.

Bu konuda bir diğer nokta ‘’Batılılaşma’’ meselesidir. Mustafa Kemal Atatürk asla ve kata batı özentisi ve taklitçisi değildir! Mustafa Kemal Atatürk’ü, düşmanlarının böyle suçlamasını bırakalım onun bazı saf sevenleri bile bu hataya düşmektedir. Mustafa Kemal’in tek amacı özleşmektir. Batı’nın sadece bilim ve tekniğini örnek alır ve bilinir ki bilim de teknik de evrenseldir.

‘’Evvela sosyalist olmalı, maddeyi anlamalı.’’

Mustafa Kemal Atatürk

‘’Eğer bir gün benim sözlerim bilimle çelişirse bilimi seçin’’

Mustafa Kemal Atatürk

Altıncısı, Mustafa Kemal Atatürk maddeyi anlamıştır! Büyük devrimciliğinin temeli ve özü budur: Maddeyi anlamaktır. Her olayı ve şartı bilimsel olarak değerlendirmiş, gerçekler ve somut durumlar üzerinden gitmiş ve yapacaklarını bunların çerçevesinde yapmıştır. Hayallere asla kapılmamıştır. İttihat ve Terakki liderlerinden de en büyük farkı budur. Amaçlarını gerçekleştirmeyi gerçekten istediği için maddeyi anlamış, pratiğini ona göre yapmıştır. Ve her daim bilimi en önde tutmuştur. İlkelerini ve devrimlerini bilimle belirlemiş ve sözlerinin bilimle çeliştiği zaman gelince, bizlere bilimi tercih etmemiz gerektiğini söylemiştir. Bilim, Mustafa Kemal Atatürk için her şeyin önündedir. Büyük devrimciliğinin sırrı ve temeli burada yatmaktadır.

‘’Bütün bu şeraitten daha elim ve daha vahim olmak üzere, memleketin dâhilinde iktidara sahip olanlar, gaflet ve dalalet ve hatta hıyanet içinde bulunabilirler. Hatta bu iktidar sahipleri, şahsi menfaatlerini müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakruzaruret içinde harap ve bitap düşmüş olabilir.
Ey Türk istikbalinin evladı! İşte, bu ahval ve şerait içinde dahi vazifen, Türk istiklal ve cumhuriyetini kurtarmaktır. Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur.’’

Mustafa Kemal Atatürk

Yedincisi, Mustafa Kemal Atatürk ileri görüşlüdür ve devrimin geleceği için her olumsuz şartı düşünmüş bu olumsuz şartlara karşı gençliği görevlendirmiştir. Gençliğe Hitabe ’de söylediği olumsuz şartlar ölümünden sonra durmadan ve ilerleyerek gerçekleşmiştir. Buna karşın gençlik Ata’sının verdiği görevle cumhuriyeti ve devrimi savunmak uğruna mücadele etmiştir ve ediyor. Yani bir bakıma Atatürk, devrimlerin ilerleyen zamanlarda sıkıntıya düşeceğini görmüş ve devrimin devamlılığı için gençliğe görev vermiştir. Ve şu büyük devrimciliğe bakın ki devrimlerin ve cumhuriyetin devamlılığı için Türk gençliğine ‘Elle, taşla, sopa ve silahla’’ mücadele etme emrini vermiştir! Devrimci şiddet, yeri ve zamanı geldiğinde devrimin gereğidir ve Mustafa Kemal Atatürk’te hem bunu uygulamış hem de Türk gençliğine bu emri vermiştir.

‘’Benim naçiz vücudum, bir gün elbet toprak olacaktır. Fakat Türkiye Cumhuriyeti, ilelebet payidar kalacaktır.’’

Mustafa Kemal Atatürk

Sekizincisi, Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu cumhuriyet her şeye rağmen yaşamaktadır ve ilelebet yaşayacaktır.
Düşünelim. 10 Kasım 1938’de saat dokuzu altı geçe ülkemizde ki tüm karşı-devrimciler saklandıkları yuvalardan çıkmışlardır. Ve o gün; bölücüler, ümmetçiler, cumhuriyet ve Atatürk düşmanları, liberaller, feodal unsurlar birleşerek ve arkalarına ABD emperyalizmini alarak Atatürk Cumhuriyeti’ne savaş ilan ettiler. Yeri geldi isyan ettiler. Yeri geldi sık sık iktidar sahibi oldular. Yıllardır her türlü imkânla cumhuriyete ve Atatürk’e saldırdılar. Atatürk’ün adını bu topraklardan silmek için var güçleriyle çalıştılar. Dünyanın en büyük emperyalist gücü onları bir araya getirdi. Onlara her türlü desteği verdi. Emperyalizm, her cepheden, Atatürk Cumhuriyeti’ne saldırdı. Ülkemizi bölmek istedi, cumhuriyetimizi yıkmak istedi, milletimizi yok etmek istedi. Ve bugün halen daha bu isteklerine devam ediyor ve bunun için çabalıyor. Fakat sonuç ne oldu? Mustafa Kemal Atatürk’ün adını bu topraklardan silemediler! Atatürk Cumhuriyeti’ni yıkamadılar! Ve bugün, her şeye rağmen Mustafa Kemal Atatürk’ün gösterdiği yolda ilerleyen milyonlar var! Mustafa Kemal’in askerleri, Mustafa Kemal’in bizlere bıraktığı cumhuriyet için kanını dökmeye hazır! Cumhuriyet için, vatanın bütünlüğü için, devrimler için ‘’elle, taşla, sopa ve silahla’’ mücadele etmeye hazır! İşte emperyalizmi, Atatürk ve cumhuriyet düşmanlarını çıldırtan, soysuzlaştıran da budur! Mustafa Kemalleri yenememek! Ve Türkiye’nin onun gösterdiği yola girmeye başlaması! Ve bu sürecin gelecek zamanda hızla ilerleyecek olması!

Mustafa Kemal Atatürk, temeli sağlam atmıştır. Geleceği görmüştür. Devrimin ve cumhuriyetin ilerlemesi ve yıkılmaması için gereken şeyleri yapmış, gereken emirleri vermiştir. Atatürk cumhuriyeti her şeye rağmen yıkılmamıştır. Dimdik ayaktadır. Ve ilelebet yaşayacaktır. İşte Mustafa Kemal Atatürk’ü büyük devrimci yapan da budur!

Mustafa Kemal... Tarihin gerçeği değil, tarih yazan büyük önder. Emperyalizme karşı kurtuluşun, karanlığa karşı aydınlığın, ümmete karşı Türk'ün, kula karşı yurttaşın bayrağı. Türk milletinin büyük kurtarıcısı, mazlum milletlerin ışığı, Türklerin en büyük devrimcisi Mustafa Kemal... Atatürk…Türk'ün atası, Orta Asya'dan başlayıp Anadolu'ya dek tarih yazan bir milletin son lideri… Kalbimizde, inancımızda, kavgamızda ve bilincimizdesin!

Mahir Ulaş Demirkaya

TGB Kırıkkale İl Başkanı

Kırıkkale Üniversitesi

 

KAYNAKÇA

1. Kılıç Ali’nin Anıları, Derleyen: Hulusi Turgut, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 16.Basım, s.342
2. Kılıç Ali’nin Anıları, s.344

tgb.gen.tr

Tarih:
Diğer Haberler