

YAZAR
Ali Gaffar Okan!
O günden bugüne ve yarınlara;
Anılıyor, anılacak;
Tıpkı önceki gün ve dün gibi;
Tarih: 24 Ocak 2001
Saat: 18.50
Merkez, merkez! Saldırıya uğradık, saldırıya uğradık…
Merkez: Olay yeri neresi!?
Yaralı Polis: Şehitlik Mevkii
Merkez: Zayiat var mı, zayiat var mı?
Yaralı Polis: Şehidimiz var…
Merkez: Sayın 3310’un durumu ne?
Yaralı Polis: Başımız sağ olsun…
3310, Gaffar Okan’ın telsiz koduydu…
Zaman o kadar hızlı akıyor ki, çoğu şey eskiyor, yeni geliyor ve eskiyi bir kenara itiyor. Zamanın hızlı aktığı, çoğu şeyi eskittiği ve bir kenara ittiği bir gerçek ancak yukarıda alıntıda bulunduğumuz telsiz konuşmasının üzerinden 16 yıl geçmesine rağmen eskimeyen, bir kenara itilemeyen bir başka gerçek ise Gaffar Okan’dır.
Elbette ki telsiz konuşmalarını tekrardan hatırlamak hepimizin yüreğini yakıyor ancak ABD Emperyalizmine ve onun terör örgütlerine karşı öfkemiz ve kararlılığımız yüreğimizin yangını ile birleşiyor, perçinleniyor... Çünkü biliyoruz ki Gaffar Okan, Türkiye’nin önümüzde ki dönemin zorluklarını aşmada dayanak olacak kahramanlarımızdandır.
GAFFAR BABA
Gaffar Okkan…
Nam-ı Diğer Gaffar Baba…
Diyarbakır için “baba” kelimesi, sadece bir adlandırma ya da bir yakıştırma değil aksine aile sıcaklığının, gönül fethetmenin, birliğin ve kardeşliğin bir tasviri. İfade etmeye çalıştığımız aile sıcaklığını hiçbir derece ile ölçebilmemiz mümkün değil ancak, Gaffar Okkan’ın “Diyarbakır halkına eziyet edeni yakarım” cümlesi sanırız ki o aile sıcaklığın en büyük ölçütüdür.
Şimdi bir kez daha hafızalarımızı tazeleyelim ve Gaffar Baba’yı bir kez hatırlayalım.
1952, Sakarya doğumlu olan Gaffar Okan, Polis Koleji ve Polis Akademisinden mezun olduktan sonra İzmir İl Emniyet Müdürlüğü’nde Komiser Yardımcısı olarak atanarak polisliğe ilk adımını atmış oldu.
Ardından, Şanlıurfa, Eskişehir ve Kars, Emniyet Müdürlüklerinin çeşitli birimlerinde görev yaptıktan sonra, 18 Kasım 1997 yılında Diyarbakır İl Emniyet Müdürü olarak göreve başladı.
Görev yaptığı süreç boyunca, Diyarbakır’da mavi-beyaz renkler daha da anlam kazandı. Öyle ki, o renkler, Diyarbakır’ın sokaklarında huzurun, birliğin teminatı oldular.
Yürümekte zorlanan yaşlılara yardımcı olan, havalimanında yaşlılara yardımcı olan, kaybolan çocukları ailelerine teslim eden ekipler, mavinin huzurunda ve beyazın güvenliğinde bir Diyarbakır’ı inşa ettiler.
Kadın polislerimiz Diyarbakır’da ilk kez Gaffar Okkan’ın talimatı ile sokağa çıktılar. Okkan’ın Diyarbakır’ın kritik noktalarına kurduğu kameralar ise, mavinin ve beyazın uyumunu her saniye her dakika kaydediyordu. Ancak, Gaffar Okkan bahsetmeye çalıştığımız uyumu sadece kameraların kaydettiği görüntülerin yansıtıldığı ekranlarda izlemek yerine Diyarbakır sokaklarında tebdil-i kıyafet ile dolaşarak da gözlemliyordu.
Birlik ve huzur Diyarbakır’a, Diyarbakır sokaklarına o kadar işlemişti ki, sokaklardan yeşil sahalara kadar uzanmıştı. Mavi-Beyaz renkler şimdi de Diyarbakır Spor’un Yeşil-Kırmızı renklerine karışmıştı, öyle ki kulüp oyuncuları gol sevinçleri Gaffar Okkan’a sarılarak yaşıyorlardı, galibiyetlerden sonra oyuncular ile hep birlikte galibiyet turları atıyorlardı.
DİYARBAKIR’IN RESMİ
Gaffar Okkan’ın görev yaptığı süreçteki Diyarbakır’ı resmedecek olursak;
Fırçamız Gaffar Okkan’dır, tualimiz Diyarbakır’dır, paletimiz Diyarbakır halkıdır ve en önemlisi renklerimizde huzuru temsil eden mavi, güvenliği temsil eden beyaz ve tabi ki birliği, kardeşliği temsil eden kırmızıdır.
İşte bu muhteşem uyumu karanlığa çevirmek isteyen suikast 24 OCAK 2001 tarihinde gerçekleştirildi.
Gaffar Okkan’ın ve silah arkadaşlarının şehit olduğu suikastı Hizbullah Terör Örgütünün gerçekleştirildiği belirtiliyor. Yaptığı çalışmalar ile birlikte Hizbullah Terör Örgütünün çoğu şebekesini çökertecek operasyonlarda bulunan, Okkan 17 Ocak 2000’de gerçekleşen Hizbullah Operasyonunun da temelini atmıştı. Pek çok faili meçhul cinayeti aydınlatmıştır.
Ölümünün ardından, dönemin İçişleri Bakanı Sadettin Tantan’ın: “ Okkan’ın, Hizbullah Terör Örgütü üzerinde yoğun çalışması vardı. Arşiv bilgilerine ulaşmış ve bunları analiz ederek, örgütü çözmeye çalışıyordu” açıklaması bahsedilen operasyonun temelini açıklamaktadır.
TÜRKİYE’NİN RESMİ
Diyarbakır’ın resmi, aynı zamanda Türkiye’nin resminin de bir özeti niteliğindedir. Hatırlayalım, bugünde sarı, kırmızı, lacivert, siyah, beyaz… tüm futbol takımlarının renkleri mavi-beyaz renkler ile birleşiyor. Tribünler, artık sadece atılan golleri değil, vatanı için canını veren polislerle kucaklaşmayı da alkışlıyorlar. Peki sadece tribünde ki taraftarlar mı? Türkiye’nin yüreği Diyarbakır’dan, İzmir’e kadar tek yürek olmuş durumda, polislerimize güvenle sarılıyor.
Gaffar Okkanların birikimi bugün yeniden Türkiye’nin kalbinde yeşeriyor. Emniyet güçlerimizin, Türkiye’nin birlik ve bütünlük resmini bozmak isteyenlere karşı yürüttüğü mücadele sonucunda terör örgütleri tarihlerinde görülmemiş zararlara uğratılmaktadır. Binlercesi etkisiz hale getirilmiş, en büyük mühimmat depoları imha edilmiş, finans kaynakları büyük zararlara uğratılmıştır.
Gaffar Okkan, nice fırtınalara göğüs gererek tarihimizin en onurlu köşelerinde yer almıştır ancak bu miras yalnız tarihimizde değil aynı zamanda önümüzdedir. Bugün, fırtınalara göğüs gerdiğimiz kuvvetimizi Gaffar Okkanlardan alıyoruz. Ve biliyoruz ki, Türkiye’nin özgürleşmesi, vatan bütünlüğü Gaffar Okkan gibi fırtınalara göğüs gerdikçe gerçekleşecektir.
Bu yüzdendir ki, Türkiye’nin her karış toprağından, lise kantinlerinden, üniversite kampüslerinden “Hepimiz Türk Polisiyiz” sloganları yükseliyor!
SONSUZ SÖZ
Gaffar Okkan’ı, Gaffar Baba’yı anlatmaya satırlarımız, kalemlerimiz, ömürlerimiz yetmeyecektir… Bu nedenle, Gaffar Okkan’ın, ardından “son söz” yerine ancak “sonsuz söz” söyleyebiliriz.
Gaffar Okkan, bugün Türkiye’nin teröre karşı birliğinin, özlemlerinin buluşma mihrabıdır. Okkan bugün dahi teröre karşı bizleri birleştirmekte ve kaynaştırmaktadır.
Bugün bir kez daha anlıyoruz ki, Gaffar Okkan’a sahip olduğumuz için çok şanlıyız. Çünkü, böyle büyük bir mirasın arkasından yetişiyoruz.
Bu miras ki;
Terörün, bölücülüğün itibarını yerle bir ederken vatanseverliği Gaffar Okkanlar’la, Fethi Sekinler’le, Ömer Halis Demirler’le, yükseltiyor.
Bu miras ki;
Vatanı böldürtmemek için, gerekli enerjiyi bu toprakların her karışında yükseltiyor.
Bu miras ki;
Teröre Karşı Birliğe Evet, Başkanlık Sitemine Hayır! diyor.
3310: YAŞIYOR
Sahip olduğumuz bu mirastan güç alıyoruz… Ve biliyoruz ki;
Türkiye’nin gücü, ve kararlılığı çaresizleştikçe saldırganlaşan emperyalizmin terör aygıtlarından büyüktür.
Büyük milletimize, Mehmetçiğimize, polisimize ve mücadelemize güveniyoruz!
Gaffar Okkanlara, Fethi Sekinlere, Ömer Halis Demirlere güveniyoruz!
Merkez: Sayın 3310’un durumu nedir?
Türk Gençliği: Yaşıyor!
Doğan ÖZKAN
TGB Muğla İl Başkanı
tgb.gen.tr