ABD’nin Batı Asya’daki Çöküşü

Ezilen ve gelişen dünyanın kılıcı kınından çıktı.Mazlumlar ABD'nin defterini dürüyor.Emperyalist ABD'nin 90'larda açtığı sayfa bugün yırtılıp atılıyor

ABD’nin Batı Asya’daki Çöküşü
Görkem Gözet
Görkem Gözet
GENEL BAşKAN YARDıMCıSı

“ABD’ye hayır”, “Mühendis’e evet, “Süleymani’ye evet”, “Ey işgalci çık dışarı”

Bu sloganları 5 Ocak 2020 tarihinde, yaşayan şehit olarak anılan Kasım Süleymani’nin ABD tarafından katledilmesinden iki gün sonra, büyük bir heyecan ve sevinçle Irak Meclisi’nde atılırken duyduk. ABD ve İngiltere öncülüğündeki koalisyon kuvvetlerinin 2003 yılında Irak’ı işgalini CNN International aracılığıyla yapılan canlı yayında izlemiştik. Dengeler değişti ve ezilen uluslar kum saatini tersine döndürdü. Şimdi ise, 2020 yılının başlarında mazlum milletlerin emperyalizme direnme çağrılarını canlı yayınlardan izliyoruz.

ÇEKİÇ GÜÇ'ÜN KAMASI

ABD’nin Batı Asya’ya yerleşme ve hegemonya kurma girişimi 90’lı yılların başına denk geliyor. Sınırların kaldırıldığı ve ideolojilerin çöktüğü yalanlarının tartıştırılmaya başlandığı, küreselleşmenin fütursuzca övüldüğü bu dönem ABD’nin topyekûn Batı Asya’ya saldırmasının kılıfı olarak sunuldu. Irak-Kuveyt savaşını bahane ederek 17 Ocak 1991 tarihinde ABD, Irak’a ilk saldırısını gerçekleştirdi. Amaç Irak’ı Kuveyt’ten çıkarmak değil, Batı Asya’da açıkça varlığını göstermek ve bölge ülkelerin sınırlarını değiştirecek işgale uygun ortamı hazırlamaktı.

Aynı anda farklı cephelerden saldırıya uğrayan Irak’ta etnik ve mezhepsel ayrılıkçıların isyanları baş gösterdi. Irak ordusunun kararlı tutumu isyanların bastırılmasında büyük etken oldu. Fakat isyanı bastıran Saddam Hüseyin’in kimyasal silah kullandığı yalanı yayılmaya başlamıştı. ABD’nin ikinci saldırı bahanesi CNN gibi medya kuruluşları tarafından oluşturuluyordu. Nisan 1991’de ABD, Kürtlerin yerleşim bölgelerindeki güvenliğini sağlamak bahanesiyle ikinci bir saldırı düzenleyerek Huzuru Temin Operasyonunu (Operation Provide Comfort) başlattı. Bu operasyonla birlikte Irak’ın 36. paralelin kuzeyini kapatarak uçuşa yasak bölge oluşturdu. Bölgeyi korumak için İncirlik üssü ile Diyarbakır/Pirinçlik’te konuşlanmış 77 uçak ve helikopter bulunuyordu. Irak’ın kuzeyindeki Zaho’da da askeri karargâh oluşturan ABD, 1862 personel ile birlikte Çekiç Güç’ü adım adım yerleştirdi.

TÜRKİYE'NİN VE IRAK'IN BÜTÜNLÜĞÜ HEDEFTE

Çekiç Güç bilfiil Irak’ın bölünmesine ve 2. İsrail devletinin kurulmasına hizmet etti. Zaman içerisinde PKK ve Peşmerge’nin eğitilmesini ve donatılmasını sağladı. Eşref Bitlis’in hazırladığı ‘Çekiç Güç Raporu’nda Türkiye’ye yönelik kural dışı davranışlardan bir kaçını şöyle sıralayabiliriz:

1. Birleşik Görev Kuvveti'nin ABD'li komutanı kendi üst makamları ile yaptığı yazışmalarda, Türk Kürdistanı, Irak Kürdistanı gibi Türk görüşlerine ve hakikatlere aykırı ifadeler kullanıyor.

2. ABD av önleme uçakları, Türk hava sahası içerisinde, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'nce izin verilen başka ülke uçaklarını (Cezayir C-130 Uçağı Olayı-9 Ocak 1992) yetkisi olmadan önledi.

3. İncirlik Birleşik Görev Kuvveti Komutanlığı, Genelkurmay Başkanlığından izin alınmadan, yurtdışından gelen sivil ve askeri personelce ziyaret edildi. (7 Ağustos 1992.)

4. Alb. Young, PKK'ya karşı Peşmergeler'in başlatmış olduğu harekata soğuk bakarak "Kardeşin kardeşi vurmasına üzülüyorum" şeklinde beyanda bulundu. (5 Ekim 1992.) 

5. Alb. Young, KDP liderlerinden Fadıl Merani'ye hitaben Türk uçaklarının Kuzey Irak'taki PKK kamplarına karşı yaptığı bombardıman Peşmergeler'e zarar verebilir, bu bombardıman Türk topraklarında yapılmalıdır' dedi. (8 Ekim 1992.) 

Dönemin Jandarma Asayiş Bölge Komutanı Korg. Necati Özgen, ABD uçaklarının dağda sıkışan PKK’lılara nasıl yardım ettiğini açıkladı. 14 Ocak 1992 günü basında çıkan haberlerde, Cudi Dağı'nda kıstırılan PKK'lılara Diyarbakır'dan kalkan ABD helikopterlerinin malzeme attığının, Genelkurmay Başkanlığı tarafından tespit edildiği yazıldı. Bir askeri tim olay yerine PKK'lılardan önce ulaşarak 27 çuvalı ele geçirmiş, çuvallardan giyecek ve yiyecek çıkmıştı. Bu olaydan sonra Amerikalılar olayı doğruladılar ancak malzemelerin yanlışlıkla atıldığını söylediler.

Dönemin Aydınlık Gazetesi Manşeti
Dönemin Aydınlık Gazetesi Manşeti

İTHAL DEMOKRASİ

Tarihler 2003’ü gösterdiğinde ABD ve İngiltere önderliğinde oluşturulan Çokuluslu Koalisyon Kuvvetleri, Irak’a ‘demokrasi’ ve ‘özgürlük’ götürmek amacıyla kanlı postallarını hazırlamaya başladı. Irak'a, Türkiye üzerinden saldırmayı düşünen ABD, Türkiye'nin Güneydoğu'suna 65 bin asker konuşlandırmak, liman ve havaalanlarını kullanmak istedi. 1 Mart 2003 ABD Tezkeresi kısa yoldan Diyarbakır’dan Musul-Kerkük’e uzanan bir Kürdistan’ın ABD koruması altında çabucak inşasını hedefliyordu. Türkiye'nin bir anlamda işgali demek olan Tezkereye karşı harekete yurtseverler harekete geçti. Türkiye bu plana direndi… TBMM 1 Mart Tezkeresi ve planı çöpe attı… Daha tezkere çıkmadan İskenderun limanına gelen binlerce asker, tonlarca silah ve mühimmat yüklü gemiler geri dönmek zorunda kaldı.

Türkiye’den eli boş dönen ABD vazgeçmedi 20 Mart 2003 günü kadim topraklara ayak bastı. Dönemin ABD Dışişleri Bakanı Colin Powell, 5 Şubat 2003'te BM Güvenlik Konseyi'nde yaptığı konuşmada, "Saddam Hüseyin'in biyolojik silahlara sahip olduğundan hiç şüphe yok ve daha fazlasını üretebilecek kapasiteye sahip." iddiasında bulundu.

İddiaların aksine, Birleşmiş Milletler Silah Denetleme Komisyonu Başkanı Hans Blix, 14 Şubat 2003'te hazırladığı raporda, Irak'ta incelemelerde bulunan ekibinin herhangi bir biyolojik silah bulamadığını açıkladı. ABD ve İngiltere öncülüğünde kurulan koalisyon gücü Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’ndan onay çıkmadan işgal kararı aldı. Fas’tan Suriye’ye kadar 22 ülkenin rejimini değiştireceğiz diyen Condeleezza Rice görev süresinin bitiminden sonra Brookings Enstitüsü’nde yapılan bir toplantıda, ‘’Biz Irak’a demokrasiyi getirmek için değil, Saddam Hüseyin’i devirmek için gittik.’ diyerek iki yüzlülüklerini itiraf etmiş oldu.

İşgal süresince Irak Ordusu dağıtılarak IŞİD ve PYD gibi terör örgütlerinin Irak topraklarında kol gezmesi sağlandı. 2005 yılında yeniden yapılan anayasa da Irak’ın toprak bütünlüğü parçalanarak federal sistem esas alındı ve 2. İsrail devleti özerk olarak tanınmış oldu. Ebu Gureyb hapishanesindeki insanlık dışı görüntüler hala hafızalarımızda. Fakat gazeteci Muntazar El Zeydi’nin Bush’a fırlattığı ayakkabı er geç ABD’nin Irak topraklarından ve bölgemizden tepelenerek gideceğinin göstergesiydi.

İŞGALCİ ABD MAZLUM MİLLETLER COĞRAFYASINA GÖMÜLDÜ 

Irak’ı bölme stratejisini vekâlet savaşları üzerinden yürüterek Batı Asya’da varlığını korumaya çalışan ABD, 2011 yılında askerlerinin büyük bir kısmını geri çekti. Adım adım geriye çekilen ABD ordusu Irak’a demokrasi getirmeyi hedeflerken kan ve gözyaşı ile kendi ülkesine geri dönmenin hazırlıklarına başladı.

ABD’nin desteğindeki terör örgütlerine karşı Suriye, İran, Irak ve Rusya omuz omuza savaştı. Türkiye, Fırat Kalkanı ve Zeytindalı Harekâtlarıyla birlikte IŞİD ve PYD’yi Suriye’nin kuzeyinden temizleyerek kukla devletin kurulmasına izin vermedi. 3 Ocak’ta ABD tarafından şehit edilen ve İran İslam Cumhuriyeti’nin rehberi Ayetullah Hamaney tarafından ‘yaşayan şehit’ olarak adlandırılan İran Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani ile Haşdi Şabi Genel Komutan Yardımcısı Ebu Mehdi el-Mühendis gibi komutanlar bilfiil saha içerisinde çalışarak ABD destekli terör örgütlerine karşı savaştı. Mesut Barzani yönetimindeki bölgesel Kürt yönetiminin bağımsızlık kararına karşı Haşdi Şabi ile birlikte Peşmerge'yi Kerkük’ten kovaladılar. Türkmen grupları teşkilatlandırarak peşmergenin etkisini kırdı. Bölge ülkelerinin birliği Barzani Peşmerge'lerinin ağlayarak Kerkük’ten kaçmasını sağladı. Irak Başbakanı Adil Abdulmehdi ile buluşacağı sabah şehit edilen iki komutan Irak’tan ABD askerlerinin çıkarılmasını görüşmek için buluşacaklardı.

MERG BER AMERİKA!

Şehit Kasım Süleymani ve Ebu Mehdi el-Mühendis’in Irak ve İran’da yapılan cenaze töreninde yüz binlerce insan Amerika’ya Ölüm sloganlarını haykırdı. Irak savaşında ‘Ne Sam Ne Saddam’ diyerek emperyalizme tavır alamayan ABD sevicisi beyin takımı da Kasım Süleymani’nin şehit edilmesine karşı tek bir kelime bile edemedi. Az daha zorlasalar Kasım Süleymani’nin şehit edilmesine sevinecek aydın tipi sosyal medya üzerinden Türkiye’yi sistem bombardımanına tuttu. ABD, 2011 yılında askerlerini geri çekti fakat emperyalizme karşı kararlı tutumu zayıflatmak ve suyu bulandırmak için sözümüz onlara ‘özgürlükçü’ gazeteci ve aktivistleri bölgede bıraktı. Fakat onların da bir hükmü kalmadı. Batı Asya ülkeleri birleştikçe ABD sevicilerinin çığlıkları yenilgi hezeyanlarına dönüştü.

Yazıyı tamamladığımız saatlerde İran Devrim Muhafızları Irak’taki ABD üslerini vurdu. Kasım Süleymani’nin şehit edildiği saatlerde başlayan saldırıda Erbil ve Anbar şehirlerindeki hava askeri üsleri yerle bir edildi. Şehit Kasım Süleymani ve ABD tarafından şehit edilen mazlumların kanı yerde kalmadı. Bugün yapılacak en vahim hata İran’ın haklı ve meşru cevabını İran-ABD ekseninden okumaktır. Cevap, bölge ülkelerinin zalimlik ve zorbalıktan başka bir şey getirmeyen ABD’ye cevabıdır. Ezilen ve gelişen dünyanın kılıcı kınından çıkmıştır.

Artık Batı Asya’da hep bir ağızdan ABD emperyalizmine karşı kararlılığın marşları yankılanıyor.

İşte bugün ABD’yi Patriot füzeleri, PKK/PYD’si ve bilcümle sevicileri bile kurtaramayacak.

Görkem Gözet

TGB GYK Üyesi

tgb.gen.tr

Tarih:
Diğer Haberler