Tekalif-i Milliye Ruhuyla Biz Bize Yeteriz Türkiyem!

Giriştiğimiz her mücadelede veya milletçe birbirimize kenetlendiğimiz dönemde bozguncu bir ekip piyasaya çıkıyor. Tek yaptıkları Türkiye düşmanlığı.

Tekalif-i Milliye Ruhuyla Biz Bize Yeteriz Türkiyem!
Ecem Teke
Ecem Teke
YAZAR

Küresel bir salgına dönüşen Corona Virüs (Covid-19) ülkemizde de görülünce ilk vakadan itibaren devletimiz hızla tedbirleri aldı. Eğitim-öğretime ara verildi, öğrenci yurtları karantina merkezi haline getirildi. Umreden ve diğer yurtdışından gelen vatandaşlarımız bu yurtlarda 14 gün karantinaya alındı. Bu virüs özellikle 65 yaş üstü ve kronik rahatsızlığı olan insanları etkilediği için 65 yaş üstü ve kronik rahatsızlığı olan vatandaşların sokağa çıkmasına kısıtlama getirildi. Sokağa çıkamayan bu vatandaşlarımızın ihtiyaçlarını da devletin her kurumu (Polis, Jandarma, Zabıta, Belediye) sağlamaya çalışıyor ve özel olarak ilgileniyor.

Ekmek parasını sokaktan kazananlar zor durumda kaldı tabii. Yaklaşık 2 hafta önce Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan zor durumda kalan vatandaşlarımız (simitçi, baloncu, hammal vb.) için bir kampanya başlattığını duyurdu. Biz Bize Yeteriz adlı kampanya kapsamında 7 aylık maaşını bağışladığını ve bakanlar ile kabinede görevli memurların da maaşlarını bağışladığını açıkladı. Bu kampanya kapsamında destek olmak isteyenlerin de banka hesaplarıyla ya da SMS ile destek olabileceğini söyledi.

KİMDİR BU BOZGUNCULAR?

Ülkemizin ABD ile her giriştiği mücadelede veya milletçe birbirimize kenetlendiğimiz dönemlerde bir bozguncu ekibi piyasaya çıkıyor. Tek yaptıkları Türkiye düşmanlığı. Aynı Biz Bize Yeteriz kampanyasında olduğu gibi. Peki, kimdir bu bozguncular? Bu bozguncuları şöyle tarif edeyim; Mehmetçik, ülke ve bölge güvenliğimizi sağlamak, PKK’nın başını ezmek için Suriye’ye girer, “Ne işimiz var Suriye’de, Savaşa Hayır, Şehitler Tepesi Boş Kalacak, Askerler Evine Dönsün” diye çığırtkanlık yapmaya başlar.

Bugün de aynı şekilde Biz Bize Yeteriz kampanyasına karşı bu tavır ve söylemleri takınmaktadırlar. Sağlık çalışanlarımız, belediye görevlilerimiz, market çalışanlarımız ‘acaba virüs kapar mıyım, aileme bulaştırır mıyım’ endişesiyle bizler için canını dişine takıp çalışırken, evladına, annesine babasına bile sarılamazken bu söylemlerin hiç ama hiç yeri değildir. Ülke olarak virüsle topyekûn bir savaş içerisindeyiz. Bu savaşı en az kayıpla atlatmak için ise birlik olmamız gerek.

Örneğin, Fatih Portakal. Biz Bize Yeteriz kampanyasının başlatıldığı gün, haber programında zehir zemberek sözler ederek gündem olmuştur. Nüfuzu olan bir haber sunucusu olarak yaptığı açıklama tam anlamıyla bozgunculuktur. Eski defterleri, yapılan yanlışları eşeleyip durmak çözüm getirmez. Asıl çözüm getirecek olan şey geleceği düşünüp önümüze bakmaktır. Bugünlerde en çok ihtiyacımız olan şey milli birlik ve beraberliğimizdir.

TÜRK TABİPLERİ AYRILIĞI (!)

Türk Tabipleri Birliği, ilk korona virüs vakasının açıklanmasından (11 Mart) tam 5 gün sonra (16 Mart) ancak açıklama yapabilmiştir. Ordumuzun Zeytin Dalı Harekatı karşısında anında açıklama yapıp “Savaş halk sağlığı sorunudur” diyebilme yetkisini kendinde bulmuş fakat sağlık ordumuzun canla başla çalıştığı bu dönemde 5 gün sonra ortaya çıkıp bir açıklama yapma gereği duymuş, açıklaması ise hiçbir bilimsel veri olmaksızın halkı endişe ve paniğe sürükleyecek şekilde sadece duyumlarla doludur. Türk Tabipleri Birliği her ilde örgütlü. Her ildeki üyelerinden bilgi toplayıp bakanlığa aktarsa hem sağlık çalışanlarımızın hem de bakanlığın işi kolaylaşır ve bu salgını alt etmede daha hızlı davranırız.

BELEDİYENE GÖRE HANGİ HÜKÜMETSİN?

Fatih Portakal, Halk TV ve bazı CHP yöneticileri merkezi hükümet-yerel hükümet söylemleri içerisinde. Türkiye Cumhuriyeti içerisinde ‘yerel hükümet’ ve ‘merkezi hükümet’ diye bir tabir yoktur. Türkiye Cumhuriyeti üniter bir devlettir. Bir ülkede 'merkezi hükümet' kavramının kullanılabilmesi için ayrıca yerel hükümetlerin olması gerekir! Yani o ülkenin bir federasyonla yönetiliyor olması durumu söz konusudur. Yerel hükümetler yoksa merkezi hükümetten bahsedilemez, çünkü başka hükümet yoktur, hükümet bir tanedir! En son bu şekilde ayrım yapanlar Kobane olaylarında özerklik istediler! Geçtiğimiz süreçte yapılan bu söylemler gericidir, bölücüdür ve Türk milletinin karakterinde gericiliğe ve bölücülüğe geçit yoktur.

ALGI OPERASYONU: 601

Bilim Kurulu ile yapılan toplantının ardından koronavirüsle ilgili önemli açıklamalarda bulunan Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, 601 sağlık çalışanının koronavirüse yakalandığını söylemişti. Halk TV, Koca’nın sağlık çalışanları hakkındaki sözlerini '601 sağlık çalışanı hayatını kaybetti' şeklinde servis etti. Bu şekilde yapılan bir provokasyon halkı manipüle etmektedir. Bu çirkin provokasyon sağlık çalışanlarımızın motivasyonunu düşürmekte ve halkta endişe ve korku yaratmaktadır.

HANGİ GEMİ?

Diyarbakır annelerinin HDP Diyarbakır Örgütü binasının önündeki oturma eylemleri, tarihî önemdedir. Haykırışları şiir gibidir. Verdikleri büyük direniş sonucunda birçoğu evlatlarına kavuşmuştur ve birçoğu eylemlerine devam etmekte ve evlatlarını beklemektedir. Diyarbakır annelerinin sorunu Türkiye’nin Türk kadınının sorunudur. Türk kadınının sorunu ithal feministlikle anlatılamaz. Bizler Diyarbakır anneleriyle aynı gemideyiz.

Suriye’de yaptığımız ve yapmakta olduğumuz harekatlar, bizim ve bölge güvenliğimiz açısından kilit noktadadır. Mehmetçiğimiz yaptığı harekatlarla Suriye’de ABD ve İsrail destekli oluşturulmak istenen enerji koridorunu yıkıp geçmiştir. Mehmetçiğimizle aynı gemideyiz.

Bugün de sağlıkçılarımız korona virüs ile savaşıyor. Birçoğu canını hiçe sayıyor, yüzlerini dahi bilmedikleri insanlar için savaşıyor. Onlar orada savaşırken biz de onlara destek olmak için evlerimizde kalıyoruz. Sağlık çalışanlarımızla aynı gemideyiz.

Kimlerle aynı gemide değiliz? ABD emperyalizmini kılavuz alıp Mehmetçiğimizi, sağlık çalışanlarımızı yok sayanlarla aynı gemide değiliz. Bugün Mehmetçik cephede sınır güvenliğimizi, can güvenliğimizi korumak için savaşıyor. Sağlık ordumuz bizlerin sağlığını, geleceğini korumak için savaşıyor.

FEDAKAR TÜRK MİLLETİ

Bir savaş veriyoruz.

Bu savaşın en önünde sağlık ordumuz var, cansiperane çalışıyorlar.

Bizler de Türk milleti olarak her zaman onların yanındayız ve 3 gün boyunca saat 21.00’da onları alkışladık. Türk milleti sağlık çalışanlarına sahip çıkıyor.

Jandarma, Zabıta, Polis, Belediye görevlileri durmadan çalışıyorlar. 65 yaş üstü ve kronik rahatsızlığı olan vatandaşlarımızın ihtiyaçlarını karşılıyorlar. Jandarmamız sokağa çıkması kısıtlanan amcamızın tarlasını sürüyor, sürüyor ki tarlayı, tarla ürün verebilsin, amcamız ekin mevsiminde aç açıkta kalmasın. Zabıtalarımız ve polislerimiz sokaklarda halka moral vermek için şarkı söylüyor, bize umut oluyorlar.

Bizler de Türk gençliği olarak her zaman onların yanındayız, bir kez daha gülümseyerek en büyük yüklerin altına çekinmeden giriyoruz!

Ecem Teke

TGB Muğla İl Yöneticisi

tgb.gen.tr

Tarih:
Diğer Haberler