Ukrayna'daki Yangından Türkiye'ye Yansımalar

Fonlamanın önüne geçersek hiçbir kuvvetin gücü, paslanmış ve askeri kuvvetini yitirmiş ABD kılıcıyla Türkiye’yi bölmeye yetmez.

Ukrayna'daki Yangından Türkiye'ye Yansımalar
İlyas Yılmaz
İlyas Yılmaz
YAZAR

ABD’li yönetmen Oliver Stone’un ele aldığı ‘‘Ukrayna’daki Yangın’’ belgeseli, ABD ve NATO tarafından örgütlenen, finanse edilen sivil toplum kuruluşlarının (STK) ve Neo-Nazilerin Ukrayna’yı nasıl bir yangın yerine çevirdiğini tüm gerçekliğiyle anlatıyor. Belgesel, bugün Ukrayna’da yaşanan olaylarda Batı medyasının tek taraflı propagandası ve bin bir yalan dolanla kirlenen zihinlerimiz için de başka bir gerçeklik sunuyor. 

ABD’nin Doğu Avrupa’dan Orta Asya’ya kadar NATO eliyle bölgeyi kuşatmak ve Rusya, Türkiye ve Çin gibi devletlere karşı açık bir tehdit yaratmak için turuncu devrimlerle iktidar belirleme amacı, saklı olmayan bir gerçektir. Belgeselde ele alınan Ukrayna gerçeği ise, bugün ABD’nin bölgedeki planları açısından Türkiye için de büyük benzerlikler ve dersler taşıyor. Peki, Ukrayna’daki yangını Türkiye’de de çıkarmak için ABD, neyi nasıl yapıyor? Kimleri ateşi körüklemede maşası olarak kullanıyor?

Kaosları Fırsata Çeviren Planlı Eylemler

2013 yılında ekonomik krizin büyüdüğü ve bir çözüm yolunun arandığı Ukrayna’da devlet başkanlığı görevini Viktor Yanukoviç yürütüyordu. Bu süreçte Avrupa ile olan pazarlıklar olumlu sonuçlanmayınca Yanukoviç’in AB ile planlanan işbirliği anlaşmasını erteleme kararı, AB’ye istediğini vermemişti. Bu durumu fırsata çevirmek adına 2013 yılı Kasım ayında protestoların fitili ateşlenmişti. 

Sivil toplum kuruluşları (STK) aracılığıyla finanse edilen kitlesel eylemlerde sokağa çıkan halk, ABD’de veya Batı’da eğitim almış liderlerin peşine takılarak devlete karşı ayaklanmıştı. Böylece, 2003 yılında Gürcistan’daki Gül ve Karanfil devrimlerinde, 2005 yılında Kırgızistan’daki Lale devriminde olduğu gibi 2014 yılında da Ukrayna’daki Turuncu devrimle Yanukoviç görevden alınmıştı.

ABD’nin Kılıcını Sallayan STK’lar ve ‘‘Özgür Basın’’

ABD’nin dış politikadaki çıkarlarını öne sürmek için bölgesel amaçlarındaki stratejik konumda olan ülkelerde planlarını harekete geçirmek üzere kullandığı en etkili araçlar STK’lar ve basındır. Nasıl Karadeniz’de Rusya’ya karşı cephe açmak için Ukrayna’daki iktidar planları doğrultusunda fonladığı yüzlerce STK’lar ve basın harekete geçirildiyse bugün Türkiye’deki planları için de benzer kuvvetleri harekete geçiriyor.

Sivil toplumculuk, ‘‘bağımsızlık ve özgürlük’’ kavramlarının içini kabaca, ‘‘devletten ve her türlü otoriteden bağımsızlık, sınırsız özgürlük’’ diye doldurur. Sivil toplumculuk, bu ideolojinin pompalandığı Atlantik sisteminin devletlerini, liderlerini kutsarken, Türkiye, Rusya, İran, Çin, Irak ve Suriye gibi devletleri ‘‘baskıcı, basın özgürlüğünü sınırlandıran devletler’’ olarak kötüler. Bugün Ukrayna’daki olaylarda da etkisini gösteren bu kuvvetlerin üstlendikleri rol; alttan alta ABD’nin çıkarlarını savunarak ülkeleri ABD planları doğrultusunda yeniden şekillendirmek. Belgeselde de anlatıldığı üzere, 2013 yılında Ukrayna’daki olaylarda STK’ların izlediği bir yöntem de; lidere saldırmak, onun profilini karalamaktı. Maidan’daki olaylarda Viktor Yanukoviç, kendi halkını, göstericileri öldürmek isteyen bir ‘‘şeytan’’ olarak medyada yer bulmuştu. Amaç; AB ile anlaşamayan ‘‘şeytan’’ yerine, ABD’nin ‘‘meleklerini’’ iktidara taşımak. Tıpkı bugün Türkiye’de benzer örneklerini gördüğümüz; kendi halkına hizmet etmek yerine maşası olduğu devletlere hizmet etmek amacındaki basın ekipleri veya STK’lar gibi. Bu planın benzeri de günümüzde ülkemizde uygulanıyor. Ülkemizin güvenliği için ABD’nin kara gücü PKK’ya ve onun siyasi uzantısı HDP’ye karşı mücadele eden, Cumhurbaşkanı Erdoğan ‘‘diktatör’’ ilan ediliyor. Yerine ise Soros’un Türkiye şubesi Osman Kavala ve terörist Demirtaş’a özgürlük vaatlerinde bulunan Biden tayfası ‘‘demokrat’’ olarak ön plana çıkartılıyor. Amaç ise, Ukrayna’daki örnekte olduğu gibi; Rand Corporation Raporu’nda yer alan ‘‘Erdoğan’ı yıkma ve bunun için muhalefeti örgütleme’’ hedefine uygun bir zemin yaratmak!

Ukrayna’da Lyovochkin, Türkiye’de İmamoğlu

Hromadske TV, George Soros’un kurucusu olduğu Rönesans Vakfı gibi kuruluşlar 2013-2014 yıllarında Ukrayna’da gelişen olaylarda etkin rol oynayan kuruluşlardandı. Ukrayna’daki yangını körükleyen STK ve medya kuruluşlarının yanı sıra kimi isimler de ABD temsilcileriyle geliştirdiği ilişkiler sayesinde ABD çıkarlarına hizmet sağlamıştır. Bu isimlerden birisi, Ukrayna Parlamentosu Üyesi Sergey Lyovochkin’di. Lyovochkin, pek çok ABD politikacısıyla yakın ilişki içerisindeydi.

ABD Büyükelçiliği, Ukrayna’daki olaylarda sürecin yönetilmesi açısından bir karargâh konumundaydı. ABD Büyükelçiliği tarafından Ukrayna’daki Lyovochkin gibi ABD yanlısı temsilcilere kritik roller yükleniyordu. 2014 yılında ABD tarafından Ukrayna’da yönetilen süreç, bugün Türkiye’deki kaos planları çerçevesinde Ekrem İmamoğlu ile yönetiliyor. İmamoğlu’nun göreve geldiği günden bugüne dek attığı bütün adımlar belediye başkanlığı görev tanımının dışındaydı. Hem İmamoğlu’nun ziyaret ve temas noktaları hem de ABD temsilcilerinin İmamoğlu’na yönelik desteği, hepsi ABD’nin Türkiye’ye yönelik kaos planlarının bir yerine oturuyor. 

 İmamoğlu’nun göreve geldikten kısa bir süre sonra Sevr’in mimarı Chatham House’u ziyaret etmesi, İBB’ye ABD’den milyonlarca dolarlık hibe alması, İngiltere Büyükelçisi başta olmak üzere ABD gibi Türkiye’ye yönelik düşmanca faaliyette bulunduğu ayan beyan ortada olan temsilcilerle görüşmesi, Diyarbakır başta olmak üzere PKK’nın siyasal uzantısı HDP’yle kurduğu bağlar ve nicesi…

‘‘Ukrayna’daki Yangından’’ Çıkan NATO Dersi 

ABD emperyalizminin tek kutuplu dünya hedefini başarıya ulaştırmak için hala kurtulmak istediği iktidarlar var. Fakat son dönemde yaşananlar ortada! ABD, Afganistan’da yenildi, Kazakistan'da Rusya’ya karşı cephe açmaya yönelik girişimleri başarısız oldu. Şimdi ise Karadeniz’i “NATO gölü” haline getirmek için Ukrayna üzerinden girişimleri başarısız oldu. Ancak ABD’nin yenilgileri, ülkemizde ve bölgemizdeki NATO tehdidinin de son bulduğu anlamına gelmiyor. Doğu Akdeniz’den Karadeniz’e kadar sınırlarımızdaki NATO namluları, ülkemiz ve bölgemiz ülkeleri açısından büyük tehditler taşıyor. Ukrayna, İsveç, Finlandiya gibi ülkelerin NATO’ya dahil edilme gündemi hâlâ güncel bir mesele. Bu ülkelerin NATO üyesi olması, ABD’nin bu ülkeler üzerindeki baskısıyla bölgedeki kuvvetini artırması ve Rusya, Türkiye ve Çin’e karşı yeni bir cephe demektir. Bu noktada bölgemizdeki güvenliği sağlamak için Rusya ve Çin ile olan ikili ilişkilerimizi sağlam temellere oturtturmalı ve bütünsel stratejiler izlemeliyiz. Diğer bir yandan fiili olarak ayrıldığımız NATO’dan resmi olarakta ayrılmalıyız. 

Paslanmış ABD Kılıcı Türkiye’yi Bölemez!

ABD düşünce kuruluşu Center for American Progress (CAP)'in hazırladığı “Türkiye’nin Değişen Medya Ortamı” başlıklı raporunda, Türkiye'deki basın yayın kuruluşlarına fon veren kurumlardan birisi olan, ulus devletleri hedef alan National Endowment For Democracy (NED) de yer almıştı. Turuncu devrimlerin foncusu NED, Türkiye'de Gazete Duvar, Bianet, Medyascope gibi ‘‘bağımsız medyayı’’ üç yıl içinde 682 bin 400 dolar fonlamış. 

Atlantik sisteminin ve onun Türkiye’de örtülü destekçisi konumunda olan “özgür basıncılarının’’ karın ağrısı, Türkiye’de FETÖ ve PKK’nın ezilmesiyle beraber ABD’den uzaklaşan bir medya ortamının oluşmasından kaynaklanıyor. Bugün Türkiye’de bu medya ortamını daha da kuvvetlendirmemiz gerekiyor. Bağımsız ve özgür medya olmanın ilk şartı, kendi ülkenin çıkarları için emperyalizme karşı olmaktır. Çünkü sırtını milletine dayayan, ayaklarını Türkiye topraklarına basan bir medya fon peşinde koşmaz. Özgür basın ve emperyalizme karşı mücadelede Aydınlık gazetesi ve Ulusal Kanal, bütün Türkiye’ye örnektir. Bu süreçte devletimizin atması gereken adım; ülkemize yönelik planlanan yıkıcılık faaliyetlerine karşı emperyalizmle kararlı bir şekilde mücadele etmelidir. Emperyalizme karşı Türk milletiyle birleşen bir mücadele sürdürürsek paslanmış ABD kılıcının gücü Türkiye’yi bölmeye yetmez.

 

İlyas Yılmaz

TGB Muğla İl Başkanı

 

Tarih:
Diğer Haberler